kavramlar.jpg (6719 bytes)

 

“DÜNYANIN İLK ANAYASASI”

İSLÂM DEVLETİ’NİN KURULUŞU

VE “DÜNYANIN İLK ANAYASASI”NIN KALEME ALINIŞI

Efendimiz aleyhisselâm Medine'ye geldiği zaman Medine ahalisi tam bir karışıklık içinde bulunuyordu. Evs kabilesi mensupları ayrı bir cemaat halinde yaşıyor ve Medine'nin tek söz sahibi kabilesi olmak iddiası güdüyordu. Hazrecliler ise aynı iddiayı gütmekle kalmıyor başlarına bir de Abdullah bin Übeyye'yi geçirip, başına da hükümdar sarığı sararak bir devlet haline gelmek istiyordu. Diğer taraftan yahudiler de bir grup olmuş, hiç birisini çekemiyordu.

İşte böylesine karışık bir ortamda Medine'nin , dışarıdan gelecek ve başa geçecek tam bir otorite sahibi bir kimseye ihtiyacı vardı. Efendimiz aleyhisselâm’ın böyle bir sırada Medine'ye teşrifi bu beldede pek çok makbule geçmişti. Her iki kabileden de müslüman olanlar O'nun çevresinde toplanmış, olmayanlar da, azınlıkta kaldıklarından ister istemez O'na tâbi olmuşlardı.

Bütün bunların cabası olarak birde Mekke'li müşriklerin Medine'deki bütün ahaliyi katliamla korkutmaları, ister müşrik olsun, ister yahudi, ister müslüman hepsini Efendimiz aleyhisselâmın etrafında toplanmaya mecbur bırakmıştı. Zira Mekke'li müşrikler Medine'lileri, Rasûlullah'ı teslim etmeye zorluyorlar, bunu yapmadığı takdirde, kim ve ne olurlarsa olsunlar, öldüreceklerini ihtar ediyorlardı.İşte bu şartlar altında Medine'deki Evs ve Hazrec Kabilesi mensupları ile yahudiler ve diğer gayrı müslimler Efendimiz aleyhisselâmın çevresinde toplanarak siyasi ve dini bir bütün haline geldiler.

Bundan sonra Medine halkının haklarını koruyan ve bugünkü anlamda tam bir anayasa hüviyetinde olan ilk yazılı anayasa meydana geldi.

Özetle ilk Islâm Anayasası şöyle idi:

1. Bu yazı, Rasûl Muhammed tarafından Kureyş'li mümin ve müslümanlar ile onlara bağlanmış veya katılmış yahut da onlarla beraber savaşacaklar için tanzim edilmiştir.

2. Bu (yukarıda bahsedilen) kişiler diğer insanlardan ayrı bir ümmet (cemiyet) teşkil ederler.

3-4-5-6-7-8-9-10-11. maddeler: Kureyş'ten olan Muhacirler: Benü Avf'lar; Benü Haris'ler; Benü Saideler; Benü Cu'şemler; Benü Neccarlar; Benü Arm ibn Avf'lar; Benü Nebitler; Benü Evs'ler kendi aralarında adet olduğu vechile, kan diyetlerini ödemeye iştirak ederler ve onlar harb esirlerinin fidye-i necâtını müminler arasında ki iyi ve makul bilinen esaslara ve adalet umdelerine göre tediyeye iştirak edeceklerdir.

12/a. Müminler, kendi aralarında ağır mali mesuliyetler altında bulunan hiç kimseyi (bu halde) bırakmayacaklar!. Fidye necat veya kan diyeti gibi borçlarını iyi ve mâkul bilinen esaslara göre vereceklerdir.

12/b. Hiç bir mümin, diğer bir mümin ile onun mevlâsı aleyhinde anlaşma yapmaz.

13. Müttakîler, kendi aralarından olan mütecavize, veyahut aralarında karışıklık çıkarmak isteyen kimseye, yahut haksız bir fiil veya cürüm tasarlayan kişiye, bu onlardan birinin evlâdı bile olsa; hep birden karşı çıkacaklardır.

14. Hiç bir mümin, bir kâfir için, bir mümini öldüremez yahut bir kafire yardım edemez.

15. Allah'ın zimmeti (himâye ve teminatı) bir tektir.

Müminlerin en ehemmiyetsizlerinden birinin himâyesi, onların hepsi için bir hüküm ifade eder.

Zîrâ, müminler diğer insanlardan farklı olarak, birbirlerinin mevlâsı durumundadırlar.

16.Yahudilerden bize tâbi olanlar, zulme uğramaksızın, ve onlara muarız olanlarla yardımlaşılmaksızın, yardım ve müzaharetimize hak kazanacaktır.

17. Sulh, müminler arasında bir tektir. Hiç bir mümin Allah yolunda girişilen bir harbte, diğer müminleri hariç tutarak, bir sulh anlaşması aktedemez; bu sulh anlaşması onlar (müminler) arasında umumiyet ve adalet esaslarına göre yapılır.

18. Bizimle beraber harbe iştirak eden bütün askeri birlikler birbiriyle münavebe edeceklerdir.

19. Müminler birbirinin Allah yolunda akan kanlarının, intikamını alacaktır.

20/a. Takva sahibi müminler en iyi ve en doğru yol üzerinde bulunurlar.

20/b. Hiç bir müşrik, Kureyş'li bir kişinin mal ve canını himâyesi altına alamaz ve hiç bir mümine bu hususta mâni olamaz. (Yâni müminin Kureyş'liye karışmasına engel olamaz.)

21. Herhangi bir kimsenin bir müminin ölümüne sebep olduğu kati delillerle sâbit olur da, maktulün velisi (yâni hakkını müdafaa eden) rıza göstermezse, kısas hükümlerine tâbi olur. Bu halde bütün müminler, ona karşı olurlar, Ancak, bunlara sadece (bu kaidenin) tatbiki için hareket helâl olur.

22. Bu sahife (yazı) nın muhteviyatını kabul eden, Allah'a ve âhiret gününe inanan bir müminin bir katile yardım etmesi ve ona sığınacak bir yer gösterene kıyâmet günü Allah'ın lâneti ve gazâbı nasip olacaktır ki, o zaman artık ne bir para ödemesi ne de başka bir tâviz alınır.

23.Üzerinde ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey, Allah'a ve Muhammed'e götürülecektir.

24. Yahudiler, müminler gibi muharebe ettiği müddetçe, kendi harb masraflarını karşılamak mecburiyetindedirler.

25/a.Benü Avf Yahudileri, müminlerle birlikte bir ümmet (cemiyet) teşkil ederler. Yahudilerin dinleri kendilerine, müminlerin de dinleri kendilerinedir. Buna gerek mevlâları ve gerekse bizzat kendileri dahildir.

25/b. Yalnız kim ki haksız bir fiil irtikap eder, veya bir cürüm ika eder, o sadece kendine ve aile efradına zarar vermiş olur.

26-27-28-29-30-31-32-33-34. Benü Neccar, Benü Haris, Benü Saibe, Benü Cu'şem, Benü Evs, Benü Salebe, Cefne, Benü Şuteybe, Salabe'nin mevlâları olan Yahudiler de Benü Avf Yahudileri gibi aynı haklara sahip olacaklardır. Yalnız kim ki haksız bir fiil irtikab eder, o sadece kendisine ve ailesine zarar vermiş olur. (Yâni bunun yaptıklarından kabilesi mesul olmaz.)

35.Yahudilere sığınmış olan kimseler (Bitane'ler) bizzat yahudiler gibidir.

36/a. Bunlardan (yahudilerden) hiç bir kimse (müslümanlarla birlikte askeri bir sefere ) Muhammed aleyhisselâmın müsaadesi olmadan çıkamaz.

36/b. Bir yaralamanın intikamını almak yasak edilemeyecektir. Muhakkak ki bir kimse bir adam öldürecek olursa, neticede kendi aile efradını mesuliyet altına sokar; aksi halde haksızlık olacaktır. (Yâni bu kaideye riayet etmeyen bir kimse, haksız duruma düşmüş olacaktır.) Allah, bu yazıya en iyi riayet edenlerle beraberdir.

37/a. (Bir harb vukûunda) yahudilerin masrafları kendi üzerine, müslümanların masrafı da kendi üzerinedir. Muhakkak ki, bu sahifede (yazıda) gösterilen kimselere karşı harb açanlara, onlar (bu sahifede belirtilenler) ortaklaşa harb açacaklardır. Onlar arasında hayırhahlık ve iyi davranış yer alacaktır. (Kaidelere) riayet edilecek, bunlara aykırı davranışlar olmayacaktır.

38. Yahudiler, müslümanlarla birlikte, beraberce harb ettikleri müddetçe masrafta bulunacaklardır.

39. Bu sahifenin ( yazının gösterdiği kimseler için, Yesrib vâdisi dâhili (cevf), mukaddes ( haram) bir yerdir.

40. Himâye altındaki kimse, (Câr) bizzat himâye eden gibidir; ne zulm edilir ve ne de (kendisi) cürüm îka edebilir.

41. Himâye verme hakkına sahip kimselerin izni müstesna, bir himaye hakkı verilemez.

42.Bu sahifede (yazıda) gösterilen kimselerin arasında, zuhûrundan korkulan bütün öldürme yahut münazaa vakalarını Allah'a ve Rasûlullah Muhammed'e götürmeleri gerekir. Allah bu en kuvvetli ve en iyi riayet edenlerle beraberdir.

43.Ne Kureyş'liler ve ne de onlara yardım edecek olanlar, himaye altına alınmayacaklardır.

44.Onlar (yani müslümanlar ve yahudiler) arasında Yesrib'e hücum edecek kimselere karşı yardımlaşma yapılacaktır.

45/a.Şayet onlar, (müslümanlar tarafından) bir sulh akdetmeye veya akdin iştirake dâvet olunurlarsa, bunu doğrudan doğruya aktedecekler veya ona iştirak edeceklerdir. Şâyet onlar (yahudiler) , (müslümanlara) aynı şeyleri teklif edecek olursa, müminlere karşı aynı haklara sahip olacaklardır; din mevzuunda girişilen harbler müstesnadır.

45/b.Her bir zümre kendilerine ait mıntıka (gerek müdaafa ve gerekse sair ihtiyaçlar hususunda) dan mesuldür.

46. Bu sahifede (yazıda) gösterilen kimseler için ihdas edilen şartlar aynı şekilde Evs Yahudilerine yani onların mevlâlarına ve bizzat kendi şahıslarına, bu sahifede (yazıda) gösterilen kimseler tarafından sıkı ve tam bir muhafazakârlık ile tatbik olunur. (Kaidelere) muhakkak riayet edilecek, bunlara aykırı hareket olmayacaktır ve haksız şekilde kazanç temin edenler, sadece kendi nefsine zarar vermiş olurlar. Allah bu sahifeye (yazıya) en doğru ve en mükemmel riayet edenlerle beraberdir.

47.Bu kitap, (yazı) haksız fiil ika eden veya cürüm işleyen ile (ceza) arasına giremez. Kim ki, bir harbe çıkar, emniyette olur veya kim ki, medenide kalırsa, yine emniyet içindedir. Haksız bir fiil ve cürüm ikâı halleri müstesnadır. Allah ve Rasûlü Muhammed himayelerini, (bu sahifeyi) tam bir sadakat ve dikkat içinde muhafaza eden kimseler üzerinde tutacaklardır.

yazdir

Tüm Kavramlar Programı 

 

Yayınlarımızın Telif Hakkı Yoktur. Sitemizdeki tüm bilgiler, Hz. MUHAMMED'in (aleyhisselâm) bildirip açıkladığı "ALLAH" ismiyle işaret edilenin hakikatinin ne olduğunun öğrenilmesi ve "DİN" denilen yaşam sisteminin bu vizyonla değerlendirilebilmesi için, tüm insanlarla karşılıksız paylaşılmak üzere hazırlanmıştır. Tüm yayınlarımızı ücretsiz okur; dinler, bilgisayarınıza indirebilir, çoğaltabilir; YAZAR ve KAYNAK BELİRTMEK ŞARTIYLA her yoldan bütün çevrenizle paylaşabilirsiniz. Allah ilmine karşılık alınmaz. Prensibimiz maddî ya da manevî karşılıksız paylaşımdır.

 

www.allahvesistemi.org

dunya.gif (32378 bytes)