KENDİ VARLIĞINDA
CEBRÂİL’İN VARLIĞINI HİSSETMEYEN MELEKLER
MEVCUDDUR
"Mi`râc" hadisesi, bedenle mi oldu, ruhen mi oldu? Anlaşılmamış ve geçmişin bilgileri ışığında çok tartışılmış bir konu...
Kudüs`e kadar olan kısmı biyolojik yani maddi bedenle oldu!
Kudüs`den sonra "Mi`râc" olayına çıkış; "Berzah" içindeki yolculuğu da ışınsal bedenle yani ruhla gerçekleşti.
Zira bize intikal eden bilgilere göre, nice veliler var ki, onlar da benzer türden "Mi`râc" yaptılar... Bu değişik âlemlere giderek oradan bilgi topladılar.
Bunlardan biri de Muhyiddin-i A`rabi`dir... "Âlemi Semseme" -kendisi bu ismi veriyor- denilen bir yere gittiğini; o âlemin canlı varlıkları ile görüştüğünü, konuştuğunu, sohbet ettiğini, onların dünyayı bildiğini, dünyadan haberler sorduklarını" açıklıyor "Fütühât-ı Mekkîye" adlı kitabında...
Evet.. Bu semâlarda yapılan yolculuk da bedenle; fakat az önce belirttiğim üzere bu bir ışınsal beden!
Rasûlullah Aleyhisselâm "Mi`râc"a çıktığı zaman, mikrodalga boyuta geçerek, çeşitli gezegen ve yıldızların İKİZLERİNDE yani mikrodalga boyutlarında yaşayan ve Din`de kısaca melek adı altında sözedilen, değişik boyutlardaki varlıklarla ilişki kuruyor...
Onların yaşam şartlarını, güçlerini, dünya ile olan ilişkilerini görüyor. Ayrıca gelecekte kişilerin çekeceği azapları gördüğü gibi, cennetleri de görüyor... Cennetlerde insanların ne şekilde bir yaşama gireceğini görüyor...
"AKIL ve İMAN" isimli kitabımızın "Meleklere iman" bahsinde ve meleklerin yapısından söz ettiğim bir konuşmamda; insanların, cehennemden geçtikten sonra, Rahmet Irmağına dalarak, ruh bedenin yapısının değişeceğini ve meleki, "nurî" bedenlere kavuşacaklarından söz etmiştim...
Rasûlullah Aleyhisselâm’ın açıklamalarında da, cehennemden geçip, cehennemde yapıları yıpranmış kişilerin, Rahmet Irmağına daldırılarak yepyeni bir bedenle var olacakları, onların yapılarının son derece şeffaf olduğu, hatta içine bakıldığı zaman iliklerinin görüleceği ifade edilir!
Bizim anlamayanlar da sorar...
-Canım! Cennet`de insanlar var, huriler var, baktığın zaman onların iliğini görüyorsun... Ne gereği var ilik-kemik görmenin?."
"İlik görmekte" diye anlatılmasından gaye, o boyuttaki yapıların şeffaf, latif, ve nurânî bir yapı olduğudur! Yani, bizim bugün bildiğimiz yoğunluklu maddemsi bir yapı olmadığını ifade sadedindedir.
Ve insanların, bu boyut değiştirmelerinden sonra; geçtikleri ortamda, meleki bir yaşam sürecekleri; bedenlerinin, meleki vasıflarla vasıflanmış melek, yani "nur" yapılı... Ancak insanların bilinç düzeylerinin bir kısım meleklerden üstün olacağı da ifade ediliyor!
Bir hususa da açıklık getirmek gerekir.
Hazreti Rasûlullah Aleyhisselâm, Cebrail’i gördüğünü ifade ediyor, "Mi`râc"dan dönerken... "Altı yüz kanadı ile bütün ufku kaplamıştı." diyor.
Altı yüz kanadı ile bütün ufku kaplayan Cebrail Aleyhisselâm, bu derece büyüklüğe sahip olmasına karşın; kendi varlığında, Cebrail`in varlığını hissetmeyen Melekler de mevcut!
Sen, nasıl vücudunda, bir karaciğerini, bir mideni, hiç hissetmiyorsun, iç organlarının varlığının farkında bile değilsin, dışarıdan söylemeseler...
Aynı şekilde, öyle melekler var ki, Cebrail, o meleğin yanında, yapısı içinde bir melek, bir kuvvet, bir organ! Ve O varlık, O`nun varlığını hissetmiyor, farkında bile değil!
Öyle bir Melekten söz ediliyor ki, insanın ve dünyanın varlığından, var oluşundan habersiz!!!
400 milyar yıldızlık galaksinin içinde, Güneş`in yeri nedir? Hiç!!!