kavramlar.jpg (6719 bytes)

 

CİMRİ

KENDİNE BİRİKTİRİCİ FAKAT DAĞITMAYICIDIR!

"- Yâ Gavs.   Çok sıcak bir günde biri sana gelip su istese ve senin de o suya ihtiyacın olmasa ve buna rağmen de vermesen, sen cimrilerin en cimrisi olursun! Hâl böyle olunca, nasıl rahmetime mâni olayım?..

Ben nefsime şehâdetle tescil ederim ki, kesinlikle Erhamü'r Rahimîn’im!"

Cimri, kendi ihtiyacı olmadığı halde, elindekiyle başkasının bir muhtacın ihtiyacını karşılamayandır. Kendine biriktirici, fakat dağıtmayıcıdır!

Hele karşısındakinin hayâtî bir biçimde o şeye ihtiyacı olduğunu gördüğü halde, depoladığı şeyden onun ihtiyacını karşılamazsa, o artık cimrilik sınırını da geçip, bencil mahlûkat özellikleriyle yaşama evresinde olan bir birim durumuna düşer.

Peki, Allah, “Erhamu'r Rahimîn” olduğuna göre, nasıl olur da KENDİSİNDEN TALEB EDENİN talebine icâbet etmez?..

Zaten, Kur'ân-ı Kerîm'de "İSTEYİNİZ VEREYİM" denilmektedir. Herkes varoluş gayesine göre sürekli talep etmekte ve de icâbet görmektedir. Çünkü, onlar, talep ettiklerini alıp, gereğini ortaya koymak için varolmuşlardır zaten!

Burada geçen talep, isteme ve verme gibi kelimelerin mânâlarını madde plânda, madde çıkarlar için değil, varoluş plânında varoluş gayesi ve gereklerinin yerine getirilmesi açısından ve mertebesinden anlamak gereklidir.

yazdir

 

www.allahvesistemi.org