KAVRAMLARLA KURÂN-I KERİM'E BAKIŞ
Ahmed Hulûsi'de Kavramlar-Av.Asuman Bayrakcı
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"İndAllah'tan (hakikatinizden gelen bir) söz mü aldınız? Allah
asla sözünden dönmez! Oysa siz Allah hakkında
uydurma şeyler konuşuyorsunuz!"(Bakara/80)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Mâdem ki size inzâl olan hakikate iman ediyordunuz
da niçin Allah Nebilerini öldürdünüz?"(Bakara/91)
|
|
|
-
Andolsun ki
Musa
size
hakikatinin
açığa
çıkardığı
apaçık
deliller
ile
gelmişti...
Buna
rağmen
siz
bir
buzağıyı (tanrı) edinerek nefsinize (hakikatinize) zulmettiniz. Biz sizden
söz
almıştık,
Tur'u
üzerinizde
kaldırmıştık...
"Verdiğimizi
özünüzdeki
kuvve
ile
yaşayın,
algılayın
ve
gereğine
uyun"
(demiştik).
Onlar
ise:
"Algıladık
ama
kabul
etmedik"
dediler.
Bu
inkârları
yüzünden
kalpleri
buzağı
sevgisiyle
(dışsallıkla)
doldu!
("KUL") DE Kİ: "İman edenleriz diyorsanız, imanınızın
getirisi de buysa,
ne kötü bir şey bu!"(Bakara/92-93)
|
|
|
|
|
|
("KUL") DE Kİ:
"Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi koyun
ortaya!"...(Bakara/111)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Allah hidâyeti rehberliğin ta kendisidir
(insanlar hidâyet edemez Allah hidâyet etmedikçe)"...
Onların hayal veya kuruntularına tâbi olursan sana
gelen ilimden sonra, Allah'tan sana ne bir velî ne
de yardım ulaşır. (Bakara/120)
|
|
|
("KUL") DE Kİ:
(onlara): "Hayır biz,
hanîf olan İbrahim milletindeniz (aynı inancı
paylaşanlardanız); o, müşriklerden değildi!.."
(Bakara/135)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Allah hakkında bizle mi tartışıyorsunuz? O,
Rabbimiz ve Rabbinizdir! Bizim yaptıklarımız bize,
sizin yaptıklarınız (-ın sonuçları da) sizedir. Biz O'na ihlâsla
yönelenleriz."
(Bakara/139)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allah mı?"...
İndînde, Allah'ın şahitliğini gizleyenden daha zâlim
kim olabilir? Allah varlığınızın hakikati olarak,
yaptıklarınızdan gâfil değildir. (Bakara/140)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Batı da doğu da Allah'ındır. Dilediğine hidâyet
eder, sırat-ı müstakime yönelmesi için." (Bakara/142)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Bunlar (ibadetlerin ay takvimine bağlanması ile)
insanların yararlanması ve Hac için ölçülerdir."
Birr, evlere arka kapıdan girmek (hakikate
dolaylı yoldan ulaşmak) değil, korunanlardan
olmak için ön kapıdan (direkt kestirme yoldan)
girmektir. Allah'tan korunun ki felâh bulasınız.
(Bakara/189)
|
|
|
("KUL") DE Kİ:
"Her ikisinde de büyük kötülük ve insanlar için bazı
yararlar vardır. Fakat zararları yararlarından daha
fazladır." Allah yolunda ne kadar harcayacaklarını
soruyorlar. (Bakara/219)
|
|
|
|
|
|
-
("KUL")
DE Kİ: "El Afv (zaruri harcamalarınızdan) arta kalanı
bağışlayın!" Allah böylece gereken apaçık işaretleri
veriyor size... (Nedenini) derin düşünmeniz
için.(Bakara/219)
|
|
|
("KUL") DE Kİ:
"Onların şartlarını düzeltmek en hayırlısıdır. Eğer
onlarla birlikte yaşarsanız sizin kardeşlerinizdir
onlar." Allah fesat çıkaranı da düzeltici olanı da
bilir. Allah eğer dileseydi sizi zora sokardı.
Muhakkak Allah, Aziyz ve Hakiym'dir.
(Bakara/220)
|
|
|
|
|
|
-
Kâfirlere (hakikati inkâr edenlere)
("KUL") DE Kİ: "Yenileceksiniz ve cehennemde toplanacaksınız... Ne
kötü döşektir o!"(Âl-û
İmran/12)
|
|
|
-
(İnsanlara süslü gösterilerek,
kadınlara,
çocuklara,
kantar
kantar
altına
ve
gümüşe,
soylu
atlara,
sığırlara,
ekinlere
şehvetli
bir
düşkünlük
oluşturulmuştur.
Oysa
bunlar
geçici
dünya
zevkleridir.
Allah
ise...
Varılacak
en
güzel
hedef
O'nun
indîndedir.)
("KUL") DE Kİ:
"Size bunlardan daha hayırlısını
haber vereyim mi? Allah indînde
korunanlar için altlarında ırmaklar
akan cennetler vardır ki, orada
sonsuza dek kalıcıdırlar. Hem de
orada tertemiz eşler
(bilincin eşi kusursuz beden olarak da anlaşılabilir)
ve Allah'ın kendilerinden razı
olması vardır. Allah kullarının
hakikatinde olarak Basıyr’dir."
(Âl-û İmran/14-15)
|
|
|
|
|
|
-
{Allah indînde Din, İslâm'dır.
Kendilerine
Kitap
(bu
konuda
bilgi)
verilenler,
onlara
verilen
bu
ilimden
sonra
haset
ve
ihtirastan
dolayı
ayrılığa
düştüler.
Kim
Allah'ın
işaretlerindeki
varlığını
(Esmâ'sının
açığa
çıkışı
olan
işaretleri)
örterse,
muhakkak
ki
Allah
Seriy’ul
Hisab'dır
(yapılan
işin
hesabını
anında
sonuçlandıran).
Eğer
seninle
tartışırlarsa}
("KUL") DE Kİ:
"Vechim Allah'a teslimdir; bana tâbi olanların da."
Hakikat-Sünnetullah bilgisi verilmiş olanlar ile
ümmî olanlara
(bu bilgiden habersiz
olanlar-müşriklere) de ki: "Siz de İslâm'ı kabul
ettiniz mi?.." Eğer teslim olurlarsa hakikati
kabullenmiş olurlar. Ama yüz çevirirlerse, işin
onlara tebliğden ibarettir. Allah, kullarındaki
Esmâ'sının sonucu olarak da Basıyr’dir (değerlendirendir). (Âl-û İmran/19-20)
|
|
|
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
'Mülkün Malik'i olan Allah'ım... Mülkü dilediğine
verirsin, dilediğinden de mülkü çekip alırsın.
Dilediğini aziyz edersin, dilediğini zelil edersin.
Hayır senin elindedir. Kesinlikle Sen her şeye
Kaadir'sin.'" (3.
Âl-u İmran: 26)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"İçinizdekini gizleseniz de açıklasanız da Allah
(yaratanı olarak) onu bilir. Semâlarda ve arzda (âfakî ve enfüsî anlamlarıyla) ne varsa bilir.
Allah her şeye Kaadir'dir."
(Âl-û İmran/29)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tâbi olun; ki Allah
sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Allah Ğafûr'dur, Rahıym’dir."
(Âl-û İmran/31)
|
|
|
-
("KUL") DE Kİ:
"Allah'a ve Rasûle itaat edin!"... Eğer yüz
çevirirlerse, muhakkak ki Allah hakikati inkâr
edenleri sevmez. (Âl-û İmran/32)
|
|
|
("KUL") DE Kİ:
"Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı
ve kadınlarınızı, yandaşlarımızı ve yandaşlarınızı
çağıralım; sonra dua edelim; Allah lâneti hakikati
yalanlayanların boynuna olsun!" Muhakkak ki, işin hakikati
budur. İlâhiyet (tanrı-tanrısallık) kavramı geçersizdir; sadece
Allah! Gerçek ki Allah "HÛ"dur, Aziyz'dir,
Hakiym'dir.
(Âl-û İmran/61-62)
|
|
|
|
|
|
- ("KUL") DE Kİ:
"Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar,
gelin aramızdaki şu ortak anlayışa; Allah'tan
başkasına kulluğu düşünmeyelim; hakikatimiz olan
Allah'a hiçbir şeyi şirk koşmayalım; bazımız
bazımızı (mesela İsa'yı) Allah dûnunda Rab ittihaz etmesin (Allah yanı sıra ilâh-tanrı edinmeyelim)." Eğer
bunlara karşı çıkıp yüz çevirirlerse, o takdirde
deyin ki: "Şahit olun ki biz Allah'a teslim
olmuşlardanız."
(Âl-û İmran/64)
|
|
|
("KUL") DE Kİ:
"Hidâyet, Allah hidâyetidir (hakikatiniz olan Allah Esmâ'sının hidâyeti esastır).
Size verilenin bir benzeri de başka birine veriliyor
diye ya da (verilenle) Rabbinizin huzurunda
size galip gelecekler diye mi muhalefetiniz?" De ki:
"Muhakkak ki fazl Allah elindedir, onu dilediğine
verir. Allah Vasi'dir, Aliym'dir."
(Âl-û İmran/72-73)
|
|
|
|
|
|
- ("KUL") DE Kİ:
"Hakikatimizi dahi kendi Esmâ'sından var ettiğine
inanmış olarak Allah'a, bize inzâl ettiklerine;
İbrahim, İsmail, İshak ve Yakup'a ve torunlarına
inzâl olana; Musa ve İsa'ya ve Nebilere Rablerinden
verilenlere iman ettik. Onlar arasında ayrım
yapmayız. Biz, O'na teslim olmuşlarız." (Âl-û İmran/84)
|
|
|
("KUL") DE Kİ:
"Eğer sözünüzde sadıksanız getirin vahiy olanı
(Tevrat'ı), okuyun!"
(Âl-û İmran/93)
|
|
|
|
|
|
- ("KUL") DE Kİ:
"Allah doğru söylemiştir. O hâlde hanîf olarak
İbrahim'in milletine (din anlayışına) tâbi
olun. Şirk koşanlardan değildi (O)!" (Âl-û İmran/95)
|
|
|
- ("KUL") DE Kİ:
"Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar...
Allah tüm amellerinize şahit iken, niçin Allah'ın
işaretlerindeki varlığını (Esmâ'sının açığa çıkışı
olan işaretleri) inkâr edersiniz (veya
örtersiniz)?"
(Âl-û İmran/98)
|
|
| | |