kavramlar.jpg (6719 bytes)

 

 

DİN GÜNÜ

 

YARATTIĞI SİSTEM VE DÜZENİN GEÇERLİ OLDUĞU

TÜM SÜREÇLERİN MÂLİKİ

"Mâliki yevmiddiyn!" diyor...

Ve bizim kuş beyinliller de "Mâliki Yevmiddin"i, "Kıyâmet gününün sahibi" diye çeviriyor....!?

Her dem Mâlik değil de,

her dem hükmü geçerli değil de,

her dem dilediğini yapmıyor da,

ötede bir gelecekte bir gün var da Ona göre (!!!)

o günün sahibi!!!!!

DİN, yani ALLAH'IN YARATTIĞI SİSTEM VE DÜZENİNİN GEÇERLİ OLDUĞU TÜM SÜREÇLERİN MÂLİKİ, SAHİBİ,

HER AN ONDA TASARRUF EDEN,

HER AN HÜKMÜ GEÇERLİ OLAN,

HER VARLIK VE BİRİM ÜZERİNDE HER AN TASARRUF EDEREK ONLARI VAR GÖSTERİP ONLARDA DİLEDİKLERİNİ ÂŞİKÂR EDEN

gibi farkediyorum ben bu " MÂLİKİ YEVMİDDİN" ifadesini!..

ara.jpg (366 bytes)

 

YARATILMIŞLARIN HER BİRİNDE

HER AN HÜKMEDİP ONLARI YÖNLENDİREN!

(Soru: Mevcut olan mutlak ve yegâne varlık Allah olduğuna göre; “Malîki yevmiddin'i nasıl anlamamız gerek?... Acaba sistemin çalışma düzeni midir?)

Her an kâinatta tasarruf eden tek bir beyin olduğunu kabullenmektir… Bedende, bütün organlarda hükmeden nasıl beyin ise... Yaratılmışların her birinde her an hükmedip onları yönlendiren demektir, “Mâlîki yevmid din”...

ara.jpg (366 bytes)

 

YAŞADIĞIMIZ HERGÜN, HER AN

“DİN GÜNÜ”DÜR

-"MÂLİK”i veya "MELÎK”i YEVMİD DİN"...

-“DİN GÜNÜ”nün "MÂLİK”i veya "MELÎK”i...

Bu âyette geçen kelime, bazıları tarafından "MÂLİK" ve bazıları tarafından da "MELÎK" olarak anlaşılmakta ve öylece değerlendirilmektedir...

Yani bu âyeti bazıları;

-“MÂLİK”İDİR DİN GÜNÜNÜN...

Bazıları da;

-“MELÎK”İDİR DİN GÜNÜNÜN...

diye okumakta ve anlamaktadırlar...

Şâyet, "MÂLİK”i diye anlarsak... "sahip olduğu üzerinde, özgürce ve tasarrufundan dolayı kimseye hesap vermeksizin, dilediğini yapan" anlamıyla karşılaşırız...

Şâyet, "MELÎK"i şeklinde okur ve kabul edersek... Bu defa da; "yönetim, kurallandırma, fiilleri değerlendirme, yetki güç sahibi" olan bir Zât olarak anlarız...

Esasen, "ALLAH" ismiyle kendisine işaret eden, Zâtını her iki vasıfla da vasıflandırmıştır...

Ancak, görüldüğü üzere, ilgili âyette "Din günü" tâbiri geçmekte; ve biz gramer kurallarınca bu ifadeyi de onunla bağlantılı olarak anlamak mecburiyetinde olduğumuz için; hangi şekilde olayı çözüme yaklaşacağız, ona bakmak gerekmektedir.

"DİN" kelimesinin anlamlarından biri yönüyle, "yapılan işlerin karşılığına ermek" olarak anlaşılabilir... Ayrıca, "kesin itaat ve boyun eğme" mânâsına da gelir... Fark edersek eğer, her iki anlam da, her an geçerli olan vâkıadır; gelecekte bir zamanda oluşacak bir olay değil!.

Ama, "DİN", “kıyâmet” demek değildir!.

Bu gerçeğe rağmen, her an içinde yapılan tüm işlerin karşılığı, -oluşmuyormuş- verilmiyormuş gibi anlaşılması yüzünden; hayâllerde, son bir gün düşünülmüş; ve "o son günde herkes yaptıklarının karşılığını alacaktır", diye sanılmıştır!.

Mâûn Sûresinin ilk âyetini hatırlayalım:

“DİN’İ İNKÂR EDENİ GÖRDÜN MÜ?.. (107/1)

Yani, Allah’ın SİSTEM VE DÜZENİNİ inkâr edeni gördün mü?…

Mahşerde, bir günü ellibin sene olan zaman boyutuna geçileceğine göre; insanlar, binlerle sene uzunluğundaki "gün"lerden oluşan binlerle sene sürecek "mahşer" ve "sırat" sürecini yaşayacaklarına göre; olayı sanki tek bir "gün"müşçesine değerlendirip, "ALLAH"ı yalnızca o günün “Mâlik”i veya “Melîk”i olarak kabullenmek, bizim müşahedemize göre gerçekçi olmuyor!.

Tespitimize göre...

ALLAH indindeki anlardan bir "AN" vardır ki; o an, "tek gün"dür...

O’na göre “an”larından yalnızca bir “an” olan o bildiğimiz "gün" = ”an” içinde, bize göre ezelden-ebede, her dem O'na boyun eğilmekte ve O'nun hükmü geçmektedir!. Yani, "Mâlik"iyeti ve "Melîk"iyeti sonsuzdur!.

ara.jpg (366 bytes)

Nedir o Namazda okuduğun, “Mâliki yevmiddiyn”in anlamı?.

Bu ifadeyi eğer iyi anlarsan, “Mâliki yevmiddiyn” de; “iyyâke na’budu ve iyyâke nestaiyn” gizlidir.

Bir başka deyişle: “iyyâke na’budu ve iyyâke nestaiyn”, “Mâliki yevmid diyn”in içinde mevcuttur. “Mâliki yevmid diyn” açıldığı zaman, açılmış hâli; “iyyâke na’budu ve iyyâke nestaiyn”dir.

Biz, “Mâliki yevmid diyn”i, nasıl anlıyoruz?..

Din gününün sahibi”!.?.. Peki, “din günü” nedir?.

Efendim, bir tarihte kıyâmet kopacak da, kıyâmet koptuğu zaman, din gününün sahibi Allah olacak!?.

Halbuki, “din günü” demek, “Dinin hükümlerinin geçerli olduğu her an” demektir. Burada, her “an”ın mâlikinin, Allah olduğu bildirilmektedir!.

Din” adıyla anlatılan sistemin kurallarının geçerli olduğu her anda tasarruf eden, gerçek sahip, Mâlik, Hükümran, “ALLAH”tır demektir..

ara.jpg (366 bytes)

Bize göre olan her "gün" içinde, daima, mutlak olarak ALLAH'a boyun eğilmekte; her "gün", ama "lûtuf" ama "mekr" yollu, yapılanların neticesine kesinlikle erişilmekte; ve netice itibariyle de herkes yaptığının karşılığına ulaşmaktadır!..

İşte bu mutlak gerçek açısından konuya bakarsak;

-"MÂLİK’İDİR DİN GÜNÜNÜN"!.

Uyarısının, “Her an tüm varlıkta hükmü geçerli olan O'dur; ve sadece O'na boyun eğilmektedir; âlemlerde ortaya konulan her fiilin karşılığını O her an oluşturmaktadır” anlamına geldiğini fark ederiz.

Zira, uygun ve geçerli olan, ALLAH'a ait mânâların; yalnızca "belli bir zamanla" kayıtlı olarak anlaşılması değil; "sonsuz zamanı kapsayacak şekilde" kavranılmasıdır.

ara.jpg (366 bytes)

 

“O GÜNÜN GELİP ÇATACAĞINI UYARIP

HABER VERİR RASÛLLER GELMEDİ Mİ SİZE?.”

(Hesap gününde) EY CİN VE İNS CEMAATİ (denecek), İÇİNİZDEN SİZE ÂYETLERİMİ NAKLEDER, BU GÜNÜN GELİP ÇATACAĞINI UYARIP HABER VERİR RASÛLLER GELMEDİ Mİ SİZE?.

"EY RABBİMİZ" DİYECEKLER, "NEFİSLERİMİZE KARŞI (kendi aleyhimizde) ŞÂHİDLİK EDERİZ"...

DÜNYA HAYATI ONLARI ALDATTI DA (bu duruma düştüler). GERÇEK KÂFİR (Hakikatı örtücü) KİŞİLER OLDUKLARINA KENDİLERİ DE, KENDİ ALEYHLERİNE ŞÂHİDLİK ETTİLER...(6/130)

 Bu âyet meâli de CİNlerin ve insanların hesap günündeki durumlarından bahsetmektedir...

CİNlere de Nebi ve Rasûllerin gelmiş olduğunu; onların da Yaratıcılarına karşı vazifeleri olduğunun bildirildiğini; "ALLAH"`a ve "ALLAH" Rasûlerinin önerilerine uymakla sorumlu olduklarının açıklandığını; ancak buna rağmen büyük bir kısmının bu ihtarlara kulak asmamakta olduğunu vurgulayan bir âyet bu da!.

Nitekim, hakikatla karşılaştıkları günde yaptıklarının kendi hüsranlarına sebep olduğunu anlayacakları ve suçlarını da itiraf edecekleri de gene bu âyette bildirilmektedir... İnsanlar gibi, CİNlerin de büyük bir kısmının "kâfir" yani "gerçeği örtücü" oldukları bu âyetle daha o zamanlardan açıklanmış; ve dahi bu sûretle onların gerçeği görmeleri istenmiş olmaktadır...

yazdir

 Tüm Kavramlar Programı

 

Yayınlarımızın Telif Hakkı Yoktur. Sitemizdeki tüm bilgiler, Hz. MUHAMMED'in (aleyhisselâm) bildirip açıkladığı "ALLAH" ismiyle işaret edilenin hakikatinin ne olduğunun öğrenilmesi ve "DİN" denilen yaşam sisteminin bu vizyonla değerlendirilebilmesi için, tüm insanlarla karşılıksız paylaşılmak üzere hazırlanmıştır. Tüm yayınlarımızı ücretsiz okur; dinler, bilgisayarınıza indirebilir, çoğaltabilir; YAZAR ve KAYNAK BELİRTMEK ŞARTIYLA her yoldan bütün çevrenizle paylaşabilirsiniz. Allah ilmine karşılık alınmaz. Prensibimiz maddî ya da manevî karşılıksız paylaşımdır.

www.allahvesistemi.org