ECEL
Bir düzenin, bir çalışma biçiminin, bir yaşam biçiminin son bulması ... |
İNSANIN ECELİ NASIL TESBİT OLUYOR? |
Cenin 120. güne ulaştığında henüz
yeni oluşmaya başlayan beyin ilk kozmik ışınsal tesirleri değerlendirebilecek
düzeye ulaşır. Ve bu ilk aldığı tesirle birlikte gen yapısında bir değişiklik
meydana getirecek «ruhunu» oluşturacak bir biçimde hologramik dalga yaymaya başlar!.
Diğer yandan, daha önceden tüm
hücreleri birarada tutan ve sinir sistemi aracılığıyla yayılan bioelektrik ise, tüm
hücreleri bir tür elektromıknatıs durumuna sokmuş olduğu için, bu beynin
oluşturduğu «hologramik yapılı dalga beden» yâni «RUH», bütün
bedene bağlı olarak sürekli beynin yaydığı dalgalar ile gelişmeye başlar.
Beynin bu 120. günde aldığı tesir
neticesinde «Ruh»unu meydana getirmesi yanısıra; ikinci olarak da bu ışınlar
geliş gücü ve mahiyeti ve açıları itibariyle, beyinde mevcut olan ikinci bir devreyi
açar ise, bu defa bu beyin, yerkürenin manyetik çekim alanına karşı koyacak türden
bir antiçekim (1) dalgası üretip bunu da «Ruh»a yüklemeye başlar.
***(1)Bu bahis İNSAN RUHUNUN
YAPISI bahsinde detaylı açıklanmaktadır.
Şayet bu devre o gün de açılmaz ise,
bu defa bu varlığın büyüme devresinde de beyin, dünyâ çekim alanına karşı koyma
gücünü sağlayan bu enerjiyi «ruh»a yükleyemez.işte bu husus “Said”lik
ve “Şaki”lik hâli diye tanımlanmıştır.
Üçüncü olarak bu anda alınan tesirler
kişinin beyninde belli bir ömür devresine müsaade eden bir tür kontak meydana
getirir. Diyelim ki 45 sene açık kalarak hayata yolaçacak bir taymır (geri sayım
devresi).
Şayet bir kaza durumu sözkonusu olmaz
ise, o sürenin sonunda Marsın, Plüton ve Ay'la beyin haritasındaki ölüm noktasında
bir sert açı meydana getirerek oluşturduğu ışınım bu beyindeki kontağı kapatır
ve beyin bir anda durur!.İşte sapasağlam iken, sebep yokken, «bir anda öldü» denen
olay bundandır!. Yâni bu üçüncü tesir de kişinin «ecelini» meydana
getirir. Ki bu sürenin uzaması mümkün değildir.
BİR DÜZENİN, BİR ÇALIŞMA BİÇİMİNİN,
BİR
YAŞAM BİÇİMİNİN SON BULMASI... |
Ecelin insana ne zaman geleceği hiç
belli olmuyor. Ecel geldi, vâde doldu, gidiyoruz.
Nedir yahu?. Diyor içeriden birileri.
Nasıl ecel?. Ecel dediğin zaman bir adam ölür, dört kolluya biner gider…?.
Ben de, dört kolluya binip gidiyorum!.
Önde iki tane uzun kolu var, arkada iki tane kısa kolu var beni götüren dört
kollunun… Üstelik kimsenin omzuna yük de olmuyor; kendi gidiyor!.
Antalya Hava Alanından kalkıyor bizim
dört kollu!.
Evet!. Ecel denen şey insanın bedenini
bırakması değildir.
Bir düzenin, bir çalışma biçiminin,
bir yaşam biçiminin son bulması anlamında kullanılır “ecel”!.
İstanbul’da ecelimiz geldi,
Antalya’ya geldik!.
"Bir
toplum bozulduğu zaman, belâ hepsine birden gelir. İçindeki iyiler hürmetine o geri
çevrilmez".