kavramlar.jpg (6719 bytes)

 

HİLM

Hilm, yaratanı gördüğü için yaratılmışı hoşgörmektir!.  

ara.jpg (366 bytes)

 

 HOŞGÖRÜ

Hoşgörü; maskenin gülmesi değil, fâili hakikiyi her an  müşahede etmenin sonucu olarak yaşanan bir hâldir.

ara.jpg (366 bytes)

HOŞGÖRÜ VE OLGUNLUK…

 Hoşgörü  ve  olgunluk  ayrılmaz ikilidir!.  Birinin olmadığı yerde, diğeri de yoktur!.

ara.jpg (366 bytes)

 

HOŞGÖRÜSÜ OLMAYANIN…

Hoşgörüsü olmayanın hoşgörüden sözetmeye hakkı yoktur!. Ederse, riyâ yapmış olur!. 

Hoş göremediğin kimdir,  biliyor musun.?

ara.jpg (366 bytes)

HOŞGÖRÜ,

KİŞİNİN ALLAH’A İRFANININ DERECESİYLE

BAĞLANTILI VE DOĞRU ORANTILIDIR

Kişideki hoşgörü, kişinin Allah’a irfanının derecesiyle bağlantılı ve doğru orantılıdır!.

Bir kişi ne kadar Allah’a karşı irfan sahibiyse o kişide o oranda  hoşgörü vardır.

O kişi ne kadar Allah’tan gâfilse, o kadar sert katı acımasız ve şekilcidir

Bunu geçmiş bütün tasavvuf ehlinde görebilirsiniz...

Bütün Tasavvuf ehli, Mevlâna’sı, Yunus’u, Hacı Bektaşi Veli’si, Ahmed Yesevi’si, Abdülkâdir Geylâni’si, Şah-ı Nakşibendi’si, Seyyid Ahmed Rufâi’si, Seyyid Ahmed  Bedevi’si, Hasanı Şâzeli’si... bütün mâneviyat ehli Allah’a gönül vermiş insanlarda  olabildiğince geniş bir hoşgörüyü görürsünüz..

Çünkü bunlar bilir ki, varolan herşey Allah’ın kuvvet kudret ve yaratmasıyla  bir hikmete dayalı olarak oluşmaktadır. Onun içindir ki meşhur Erzurumlu mutasavvıf, Evliyaulllah’tan, hattâ zamanının Gavsı kabul edilen İbrahim Hakkı Erzurumi,

Deme şu niçin şöyle...

O yerince öyle.

Bak sonuna sabreyle,

Görelim Mevlâ neyler,

neylerse güzel eyler.

Demiştir, bu hikmete dayalı olarak.

Hz. Rasûlullah aleyhissalâtu ve sellemin bir uyarısı var:

”Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanın!” diyor.

Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak demek, Allah’ın varlıklarına  bakış açısıyla bakmaya çalışmak demektir.

v       

(Soru:Üstadım, fâili hakiki’yi müşâhede etmeden gösterilen hoşgörü bir gün gelir amacına ulaşır mı?..)

Evet …

ara.jpg (366 bytes)

 

“HALİM” İSMİ

Yumuşaklık ve hoş görü sahibi.

ara.jpg (366 bytes)

"Halim" ismi... zâlime hilmle, yumuşaklıkla, hoşgörüyle sakin bir hâl ile cevap verme.. Öyle zaman olur ki, o anda biz, karşımızdaki çok büyük şiddet gösterdiği halde, gayet sâkin ve rahat bir şekilde kalır ona yumuşaklıkla cevap veririz.

ara.jpg (366 bytes)

ALLAH YARATILMIŞI NİYE HOŞGÖRÜYOR ACABA?...

 Allah’ı bilmede “Alim” ve “Halim” isimlerinin mânâlarının kişiye açılması çok önemlidir.

Fakat, Allah’ı bilmede “Halim” isminin rolü, bunların hepsinin üstünde, fevkindedir.

“Halim” ismini biz hilm kelimesinden gelen biçimde, “yumuşaklık, hoşgörü, anlayışlı olma” gibi değerlendirebiliriz. Halbuki bu verdiğimiz anlam, beşeriyet itibariyle böyledir.

Peki Allah’ın ismi “Halim” olduğuna göre, Allah niye hoşgörülü, yumuşak, “Halim”? Burayı düşünmemiz lâzım…

Yunus’un dediği gibi, “Yaratılmışı hoşgörürüm, yaratandan ötürü” diyor.

Yaradılmışı hoşgörüyor…

Peki Allah niye yaratılmışı hoşgörüyor acaba?

O yaratılmışı yaratan kim?

Allah…

O’nu öylece yaratan kim?

Gene Allah…

Peki Allah, gereksiz, hatalı, yanlış imalâtta mı bulunmuş?

Hâşâ…

Hâşâ sözü bana şunu hatırlattı…

“Dedi: Sarhoş musun?

Dedim: Hâşâ! Postu meyhaneye serenlerdenim.”

Böyle bir deyiş var… Bunu hatırlatıyor ”hâşâ” sözü bana.

Allah, hatalı, kusurlu, eksik, yanlış yaratmaz!.

Allah’ın her yarattığı tam bir mükemmeldir!.

Mükemmelden de mükemmel olmayan iş sâdır olmaz.

Tam bir mükemmel yarattığına göre Allah, mükemmel olmayan bir şeyin o varlıktan meydana gelmesi mümkün olmaz.

Öyleyse Allah indinde mükemmel olmayan bir şey mevcut değildir.

Mükemmeliyeti göremiyorsak, bizim “mükemmeliyeti görememe mükemmeliyeti”yle yaratılmış olmamızdandır o.

Biz çevremizde, karşımızda, yaşamımızda mükemmel olmayan şeyler görüyorsak, o bizim o mükemmeliyeti görmeme kemâlâtıyla yaratılmış olmamızdandır.

Allah, sebepsiz, hikmetsiz hiç bir şey yaratmadığına göre, bizimse her sebebi ve hikmeti göremeyişimize göre, işte bu yüzden, eksik, noksan, kusurlu görme hali içine düşeriz.

Düşmeliyiz ki bu kesret, bu çokluk âlemi oluşsun.

Ama bu bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir.

“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir, buna kanmayın!” diyor Kitap’ta.

Oturmuşsun rahat koltuğa, tiyatroyu sahnede seyrederken, oyunu seyret ama oyunculara kızma.

Çünkü senaryo öyle yazıldı senarist tarafından.

Biliyorsun ki, o oyuncu onu dövüyorsa, tekmeliyorsa, sövüyorsa, seviyorsa senaryo öyle yazıldığı içindir.

Câhilsen, gâfilsen oyuncuya kızarsın...

Ama biliyorsan, biliyorsun ki,,,  o oyuncu rolünün gereğini yapıyor, böyle bir oyun kurmuşlar; seyredersin.

Bu varlıkta mutlak tasarruf sahibi olan Allah ise, elbette ki dilediği senaryoyu yazmakta, dilediğine dilediği rolü vermekte, dilediğini dilediği gibi değerlendirmekte faili muhtardır, faili hakikidir ve bu anlayışla ben, Allah’ı anlayıp, değerlendirmezsem, ben çok mükemmel bir müşrik olarak, mükemmel bir şirk ehli olarak bu dünyadan geçer giderim.

İster rahmet oku ardımdan, ister okuma hiçbir faydası da yok!.

 ara.jpg (366 bytes)

HOŞGÖRÜNÜN KAYNAĞI,

“HALİM” İSMİDİR!

 Mürid isminden sonra, önündeki engelleri, perdeleri aşabilmesi için gerekli olan hoşgörüyü, yani, her şeyin yerli yerindeliğini idrâk ettirecek olan “HALÎM” ismini tavsiye ederiz.

Halîm ismi, Allah’ın her şeyi yerli yerinde yaratmasını kişiye idrâk ettirir. Hoş görünün kaynağıdır.

ara.jpg (366 bytes)

 

HALİM İSMİNDEN MAHRUM OLDUĞUN SÜRECE…

"Halim" isminden mahrum olduğun sürece ‘’tahkik ehli’’ olmaz; taklitle yaşarsın!.

ara.jpg (366 bytes)

Yaratmış olduğu bu sistem, Allah’ın yaratış amacına uygun olduğu içindir ki, MUTLAK MÜKEMMEL’dir! Yani içinde yaşadığımız âlem, sistem, evren, düzen, varediliş amacına uygun olarak meydana geldiği içindir ki, mutlak mükemmeldir!

 Her ne olmuş ise, yaratılmış ise, varedimiş ise o, varedeninb amacına uygun olarak meydana geldiği için MÜKEMMELdir.

Biri diğerine göre değerlendirmekse, yanlıştır! Bu olaya Hz. İsa, „Sen insan gibi düşünüyorsun, ALLAH gibi değil.. Allah gibi düşünmeye çalış sözüyle işaret etmiştir.

Kişide HALİM isminin manası açılmazsa, Allah’ın bu varlığı, nesneleri birimleri varediş hikmeti farkedilemezse, yaşamda pek çok eksik, yanblış, hatalı, kusurlu şeyler görülür. Bu, bize göre değerlendirmekten dolayıdır. Bize görenin tabanında da, yetiştiğimiz çevrenin şartlarımaları, an baba, okul sülâle, yetiştiğin köy kasaba her neyse oranın şartlanmaları yatar.

Bu günlerde bir tâbir var…EVRENSEL DÜŞÜNMEK!

İnsanın beşeri değer yargılarından, çevresel değer yargılarından arınabilmesi kurtulabilmesi güçtür. Bu evrensel düşünmeyi gerektirir en azından. Yani „yahu ben burada yetiştiğim için bu olaya böyle bakıyorum ama eğer ben burada değil de  filanca ülkede, Çin’de Hint’te Afrika’da, GÜney Amerika’da, Alaska’da dünyaya gelseydim hâlâ böyle düşünüp bu olayı böyle değerlendirecek miydim? Diye o konuyu ele alırsak, alabilirsek işte o zaman „evrensel düşünme“nin yolu açılır.

Yani ALLAH GİBİ DÜŞÜNMENİN EŞİĞİ, basamağı, EVRENSEL DÜŞÜNEBİLMEKtir. Eğer bir insan evrensel düşünemiyorsa, Allah gibi hiç düşünemez. Allah gibi düşünen zaten doğal olarak da evrensel bakış açısına sahiptir.

Mevlânâ düşüncesi, bu günün insanlarınca evrensel bakış açısı gibi kabul edilirse de esasında Allah gibi düşüncenin insanlar tarafından algılanış biçimidir.

ara.jpg (366 bytes)

 

ALLAH’I BİLMEK

 ”HALİM“ İSMİNİN MÂNÂSININ YAŞANMASINDAN GEÇER!

Şirkten arınmak, Allah’ı bilmek, önce kişiye “Halim” mânâsının açılmasıyla mümkündür.

“Halim” isminin mânâsı senin fıtratında yer almış, programında yer almış, senden açığa çıkıyorsa, her bir birimin Allah’ın O’nu yaratış amacına göre fiillerde bulunduğunu müşahede edersin. Ve kişiyi suçlama olayı senden kalkar.

Acaba bende şirk var mı yok mu?

Test ediyorum kendimi, test için şu suali soruyorum:

Olaylardan dolayı, oyunun çeşitli sahnelerinden dolayı, kişileri suçlama hâli, eksik, noksan kusurlu görme hâli bende var mı yok mu?

Eğer buna cevabım,

“Evet bende böyle bir hal var, karşımdakini, arkadaşımı, iş yaptığım kişiyi, karımı, kocamı, çocuğumu, vesaireyi gerçekten o fiilinden dolayı suçluyorum, kınıyorum” ise, ben mükemmel bir müşrik olarak şu anda yaşamıma devam ediyorum.

“Hayır ben kimden ne fiil görürsem göreyim, O’nu var eden, yaratan Allah böyle dilemiş ve yaratmış diyor ve noktayı koyuyorum.” ise, o zaman ben mükemmel bir müşrik değil, mükemmel bir müminim.

Dilerim ki Allah, o hal ile huzuru Rasulullah’ta yer almayı nasip etmiş olsun.

Demek ki, Allah’I bilmek, Halim isminin mânâsının yaşanmasından geçiyor!.

İşte bu sebepledir ki ben bundan sonra Dua ve Zikir kitabındaki zikirlerde de bir değişiklik yapacağım ve Mürid isminden sonra ikinci isim olarak “Halim“ ismini koyacağım ve herkese de tavsiye ediyorum, Mürid’den sonra en azından 2700 veya 3600 civarında “Halim“ ismini çekmelerini.

Çünkü beyinde o kapasitenin hazırlanması, onun anlamının oluşmasına da vesile olur.

ara.jpg (366 bytes)

 

“HALİM” İSMİ, İNSANIN BÂTIN

VE ZÂHİR DÜNYASINI DÜZENE SOKAN İSİMDİR!

"HALÎM" ismi insanda, öncelikle hoşgörü ve yumuşaklık, sâkinlik ve fevrî çıkışları kesme özellikleriyle tesirini gösterir.

Kişinin mânevîyatta gelişmesi için önce hoşgörülü olması ve fevrî, aşırı ve zamansız çıkışlarını kontrol altına almış olması gerekir!.

Çünki bu tür çıkışlar insanın hem zâhir dünyasını mahveder, sinirli, stresli, bunalımlı bir yaşama çevirir. Hem de bâtın âlemini mahveder, Allah'la arasına sanki ziftten - katrandan bir perde çeker!.

"HALÎM" ismi işte insanın hem zâhir hem de bâtın dünyasını düzene sokan isimdir. Kişinin olgunlukla hoşgörüyle karşısındakine açık olmasını sağlar ki bu da onun yeni yeni şeyleri farketmesine vesile olur. Sinirlilik, stres, fevrî davranışlar bu zikre devamla çok kısa sürede kontrol altına alınır. İleri aşamada fâilin Hak olduğunu görmeye yol açarak, müşahedeye imkân sağlar.

Ahmed Hulûsi

yazdir

  Tüm Kavramlar Programı

 

Yayınlarımızın Telif Hakkı Yoktur. Sitemizdeki tüm bilgiler, Hz. MUHAMMED'in (aleyhisselâm) bildirip açıkladığı "ALLAH" ismiyle işaret edilenin hakikatinin ne olduğunun öğrenilmesi ve "DİN" denilen yaşam sisteminin bu vizyonla değerlendirilebilmesi için, tüm insanlarla karşılıksız paylaşılmak üzere hazırlanmıştır. Tüm yayınlarımızı ücresiz okur; dinler, bilgisayarınıza indirebilir, çoğaltabilir; YAZAR ve KAYNAK BELİRTMEK ŞARTIYLA her yoldan bütün çevrenizle paylaşabilirsiniz. Allah ilmine karşılık alınmaz. Prensibimiz maddî ya da manevî karşılıksız paylaşımdır.

www.allahvesistemi.org