kavramlar1.jpg (4171 bytes)

 

RASÛLULLAH’IN “NOKTA”SINDAN

(Kendi "Öz"ünü oluşturan Rabbinden)

BİLİNCİNE İNZAL OLAN KURÂN….

(Tüm “Evrensel sistem ve düzen”in işleyiş mekanizmasını anlatan Kitap)

 "RASÛL, ÖZÜNÜ OLUŞTURAN RABBİNDEN

(“Rabbül Âlemiyn”den)

 İNZAL OLANA İMAN ETTİ"

Şimdi bir de şu hususa dikkat edelim..

Hz. Rasûlullah’a lk gelen emir "OKU" idi.

Hz.Rasûlullah "OKU" dendiği zaman "NEYİ OKUYAYIM" diye sormadı Cebrail isimli vahiy meleğine..

Eğer Cebrail'in "OKU" diye işaret ettiği şeyi Hz. Muhammed o anda anlamasaydı, "NEYİ OKUYAYIM ?" diye soracaktı.

Fakat "NEYİ OKUYAYIM ?" diye sormadı!.

O ana kadar Kur’ân henüz nâzil olmamış, herhangi bir vahiy de yok!. Fakat buna rağmen Hz. Rasûlullah neyi okuması gerektiğini biliyordu.. Çünkü zaten bunun arayışı içindeydi...

Hıra tepesindeki mağaraya çekilmiş ve "OKU"ması gereken şeyi- "OKU"manın yollarını araştırırken, Cebrail ilk vahyi ve ilk vahiy kelimesini kendisine ulaştırıyordu.

"OKU"!.

Hz. Rasûlullah’ın cevabı :

"BEN OKUYANLARDAN DEĞİLİM".

Senin "OKU" diye işaret ettiğin şeyin ne olduğunu ben biliyorum.. Biliyorum ki, bu yüzden ben sana "NEYİ OKUYAYIM?" diye sormuyorum... Ancak henüz ben, onu "OKU"yanlardan değilim. OKU'yamıyorum... anlamını taşıyordu.

İşte henüz onu OKU'yamaması dolayısıyla, ilk gelen vahye iman durumunda oluyor Hz. Rasûlullah aleyhisselâm.

Şimdi!. Neyi okuması isteniyordu ve bu kelime ile işaret edilen şey neydi?.

Hiç o ana kadar Kur’ân'dan bir âyet nâzil olmadığına göre "OKU" dendiğinde istenen neydi?

Ancak burada ifade etmek istediğimiz şey; Hz Rasûlllah’ın henüz okumamış olması ve okumayı dilemesi ve bu hâl içinde iken kendisine gelen, bildirilen hükümlere "iman" etmesi...

Nitekim daha sonra gelen Bakara sûresinin son âyetlerinde

"Amener rasûli Bima ünzile ileyhi min Rabbih.." denerek bu hususa işaret ediliyor.

"AMENER RASÛL" - Rasûl de ( Hz Muhammed ) iman etti...

"BİMA ÜNZİLE İLEYH" - Kendisine inzal olunana!.

Nereden inzal olunana?..

"MİN RABBİHİ" - "Rabbinden"!.

Şimdi burada bir incelik noktası var...

Rasûl de iman etti; yani, Hz. Muhammed Aleyhisselâm iman etti. Kendisine "rabbin"den inzal olunana!.

"Ünzile ileyhi min "ALLAHi" demiyor... "ALLAH"tan nâzil olana" demiyor... İşte bu âyetin incelik noktası burasıdır!.

"Bima ünzile ileyhi min Rabbihi"... "Kendi özünü hakikatını oluşturan Rabbin'den inzal olana" diyor...

Yani, Kur`ân, Cebrail aracılığıyla, şayet tâbiri caiz ise, dıştan vahyolduğu gibi; "BİMA ÜNZİLE" uyarısındaki "B" sırrı itibariyle de, inzalin zâtından gelen bir boyutsal derinlik ihtiva ettiği bize farkettirilmek istenmektedir burada!.

Bu açıdan değerlendirebilirsek âyeti, anlayabildiğimiz kadarıyla anlamı şöyle olur:

"RASÛL, ÖZÜNÜ OLUŞTURAN RABBİNDEN İNZAL OLANA İMAN ETTİ"

Nitekim burada Hazreti Rasûl Aleyhisselâm’ın bir açıklamasına değinelim:

-"Bana Kur`ân bir defada nâzil oldu"!.

Buradaki "inzâl", yaratılışındaki fıtratına verilen bir programlamadır, anladığımız kadarıyla...

Nitekim Nahl Sûresi 68. âyetinde de bu hususa şöyle işaret edilmektedir:

"RABBİN BALARISINA VAHYETTİ Kİ..."

Demek oluyor ki, "VAHİY" varlığın özünden, zâtından gelen bir şekilde nâzil oluyor; ki o varlığın zâtı da Âlemlerin rabbı olan Rabbül âlemiyndir!.

"B" sırrına ileride değineceğiz gene...

Yani, "Hakikatı olan Rabbin'den nâzil olmaktadır Kur’ân" ki onun rabbi de RABBÜL ÂLEMİN'dir.

Ve Cebrail Aleyhisselâm, Rabbülâlemin'den aldığı vahyi Hz. Rasûlullah'a ulaştırmış oluyor. Rasûlullah Aleyhisselâm’ın bildirdiği biçimde, biz de iman etmek mecburiyetindeyiz...

Neye ?...

Önce "Âmentü Billah" diyeceğiz...

1. sırada "amentü billah"...

2. sırada "ve melâiketihi"...

3. sırada "ve kütübihi"...

4. sırada geliyor "ve rasûlih"...

yazdir

 www.allahvesistemi.org