.

 

kavramlar.jpg (6719 bytes)

 

LÂNETLENMEK

  • Allah'tan uzak düşmek...

  • Allah'ın Esmâ kuvvelerinden uzak düşmüşlük...

  • Esmâ bileşimlerindeki Rahîmiyetten mahrum olmak...

  • İlâhi huzurdan "tard edilmek"(Mekânsal veya boyutsal bir şey olmayıp, “şuurî”...)...

  • "Ulûhiyet kemâlâtının özelliklerinin zuhûrunu hakkıyla değerlendirememesi yüzünden gerçeklerden uzaklaşması"...

  • "Nefs"in aldığı ilhamlarla(Mülhime nefs düzeyinde) "büyüklenerek", o mertebeden "Nefsi emmare" düzeyine "inme"si...

  • Kendini, “Allah”tan ayrı bir varlık kabul etmen; kendi ötende bir tanrı gibi “Allah”ı değerlendirmen...

  • "İnsan"da, onun varlığını oluşturan Mutlak Varlık "Allah"ı müşahede edememe...

  • “Allah'ı tanıma, bilme, bulma ve O’nda yok olabilme” özelliğiyle var kılınmış,  "İnsan"ın hele âlimin, mülk âlemine ait işlerle hayatını tüketip, bunun ötesine geçememesi...

  • Bildiğini yaşayamamak(Şeytâni vasıf) yüzünden, yaptığının müsebbibini öteye atmak...

  • Zahire göre görünüşe göre hüküm vermenin gereğini yaşama, zâhire ve görünüşe göre hüküm verme...

 

İnsan, Allah’ı tanımak bilmek için varedilmiştir. Bu istidat ve kâbiliyeti dolayısıyla “halife” seçilmiştir yeryüzünde!

Allah’ı tanıma ve bilme ise şuurla, bilinçle elde edilen bir şeydir. Bütün melekler, cinler ve hayvanlar, isteyerek veya istemeyerek Allah’ı zikretmekte, kulluk görevlerini yerine getirmektedirler. İnsanın, onlardan ayrıcalığı ise, “Allah’ı bilme, bulma ve O’nda yok olabilme” özelliğine sahip olmasıdır.

Bu özellikle var kılınmış insanın, hele âlimin, mülk âlemine ait işlerle hayatını tüketip, bunun ötesine geçememesi ise elbette ki çok büyük bir kayıptır ve neticede, Allah’ tan uzak kalmasına yol açar.

ara.jpg (366 bytes)

 

TARD EDİLME, MEKÂNSAL VEYA

BOYUTSAL OLMAYIP, ŞUURÎDİR!

Tard edilmek”, mekânsal veya boyutsal bir şey olmayıp, “şuurî”dir!

Senin kendini, “Allah”tan ayrı bir varlık kabul etmen; kendi ötende bir tanrı gibi “Allah”ı değerlendirmen, “tardolmuşluk” denilen hâlin tâ kendisidir!

ara.jpg (366 bytes)

 

ULÛHİYET KEMÂLÂTININ ÖZELLİKLERİNİN ZUHURUNU

HAKKIYLA DEĞERLENDİREMEMEK YÜZÜNDEN

GERÇEKLERDEN UZAK DÜŞMEK,

TARD EDİLMEKTİR!

 Kâinatta bütün varlıklar üç bölümde tanıtılmıştır:

"Melek-cin-insan"...

Hangi sınıftan olursa olsun her birim, karşısındakini, ancak kendi kapasitesi kadar değerlendirebilir... Kendi kapasitesini aşan bir değerlendirmeyi yapabilmesi mümkün değildir. Kendi kapasitesindeki genişleme oranında, karşısındakini değerlendirişi de değişir.

Dolayısıyla, cinler de, cinlerin başı olan İblis de kendi kapasitesinin dışında kalan özellikleri itibariyle Âdem`i değerlendirememiş; O`nun bütün varlığının, ilâhi mertebelerin sonucu ve de isimlerin bir formülle oluşmuş bileşimi olarak meydana geldiğini müşahede edememiş..

Yâni, olayın içyüzündeki Hakikata vâkıf olamamış, "insan"ı, özellikle zâhiri yapısı olan bedeni itibariyle değerlendirmek sûreti şu kanaate varmıştır;

"O topraktan meydana gelmiştir, bense ışından! Muhakkak ki ışınlar maddenin üstünde hükmedicidir, maddeye tesir edicidir. Öyleyse ben O`na secde etmem"! Yâni, üstünlüğünü kabul etmem!

İblis`in, insanın maddeden, topraktan meydana gelmesi, kendi yapısının ışınsal bir yapı olması sûretiyle onu rahatlıkla etkileyebilmesi yönündeki görüş, her ne kadar haklı ise de; insanın bu madde bedenini yönlendiren beyninin, ilâhi isimlerin hepsini açığa çıkartabilecek bir kâbiliyet ve kapasitede var oluşunu değerlendiremeyişinin neticesinde de, "insan"ı ve ondaki "Halife" olma özelliğini inkâr etmiştir!

Bütün bu idrâk edemediklerini inkâr sonucunda da "insan"ın Öz`ündeki, Zât`ındaki, varlığındaki ilâhî mertebeleri müşahede edememek sûretiyle "Allah"dan uzağa düşmüştür!

Burada geçen "Uzağa düşmek", acaba "mesafe-mekân" anlamında mıdır?

Şeytan, "Allah"ı anlayamamış, idrâk edememiş, neticede "insan"dan o yüce kemâlin zuhûrunu inkâr etmiş; böylece de "Allah"tan ayrı düşmüş, ilâhî huzurdan tardedilmiş"tir..

İblis`in "tardedilme"sinin anlamı; "Ulûhiyet kemâlâtının özelliklerinin zuhûrunu hakkıyla değerlendirememesi yüzünden gerçeklerden uzaklaşması" şeklinde değerlendirilir.

Bunu anlatan kelime de "LÂNET" olmaktadır! "Uzak olma", anlamına olarak!

ara.jpg (366 bytes)

LÂNET=UZAKLIĞI MEYDANA GETİREN,

ŞEYTÂNİ VASIFTIR!

Bildiğini yaşayamamak yüzünden, yaptığının müsebbibini öteye atmak, ŞEYTÂNİ VASIFTIR ki bu vasıf LÂNETİ=UZAKLIĞI getirir!

ara.jpg (366 bytes)

 

BİLDİĞİNİ YAŞAYAMAMAK YÜZÜNDEN

YAPTIĞININ MÜSEBBİBİNİ ÖTEYE ATMAK,

LÂNETİ=UZAKLIĞI GETİRİR!

 Bildiğini yaşayamamak yüzünden, yaptığının müsebbibini öteye atmak, ŞEYTÂNİ VASIFTIR ki bu vasıf LÂNETİ=UZAKLIĞI getirir!

Şeytan, idrak edemediğini reddettiği için “İBLİS” oldu!.

Bilmesine rağmen, bildiğini yaşayamaması yüzünden; yaptığının müsebbini ÖTEYE ATTI!

Öteye atmak da ŞEYTÂNİ VASIF olduğu için, LÂNETİ=UZAKLIĞI yaşamak durumunda kaldı...

 ara.jpg (366 bytes)

 

İBLİS’İN ‘’LÂNET’’ ALMASINA SEBEP

SEYRİ ÂFAKİ’Yİ TAMAMLAYAMAMASIDIR

İblisin lânet almasına sebeb, Allah adıyla işaret edilen hakikati bâtınında müşahede etmesidir. Bu ‘’seyri enfüsî’’dir. Ancak ‘’seyri afâkî’’yi elde etmemiş olduğundan, karşısındakilerde ve çevresinde aynı hakikati müşahede edememiştir. Bu inkâr edişi dolayısıyla da "İblis" olmuştur. Firavun da aynı olayı yaşamıştır.

Seyri afâkiyi tamamlamayanlar, hep bu duruma düşerler; yalnızca seyri enfüsîyi tamamlamakla.

ara.jpg (366 bytes)

 

İBLİS, İNSANLARIN İMTİHANI BİTENE KADAR

UZAKLIĞI=LÂNETİ YAŞAMAK ÜZERE

MÜHLET ALMIŞTIR!

Allah kendisindeki sayısız özelliklerin gereği olarak bu özelliklerin açığa çıkması, bunları seyretmek amacıyla  mahlûkatı yaratmıştır

“Mahlûkat” adı altında var olan bütün varlıklar Allah’ın çeşitli esmalarının mânâlarının açığa çıkmasından başka bir şekilde var olmazlar..

İnsanlardaki kendilerinde mevcud olan isimlerinden dolayı Allah’ı görmesi veya görmemesine vesile olarak İBLİS yaratılmıştır.

İblis bu görevi de hakkıyla ifa etmektedir. Ve bunun için de ona,

“Kıyâmete  kadar uzaklığı yaşa!”  denmiştir, lânet edilmiştir..

“Lânet”, “uzak ol!” anlamınadır.

Yani sen insanların imtihanı bitene kadar uzaklığını gereğini yaşa... ki bu uzaklığı yaşamak suretiyle de insanlara fitne ol..

Gerçek manada hakkıyla kafir olan bir insan, İblisten  sayısız defa daha şiddetli bir kafir ve İblistir. İblis onun yanında çok daha imanlı bir varlıktır..

Aslında İbliste insanlara çok büyük ibretler yaratmıştır Cenâb-ı Hak..

Adem’e secde et dediği zaman benim ona secde etmem ... O topraktan meydana gelmiştir bense ateşten... demesiyle bir mânâda zahire göre görünüşe göre hüküm vermenin gereğini yaşamış zâhire ve görünüşe göre hüküm vermenin şeytaniyet İblislik vasfından ileri geldiğini göstermiştir.

ara.jpg (366 bytes)

 

"İNSAN”"DA MUTLAK VARLIĞI MÜŞAHEDE

EDEMEMENİN SONUCU, İBLİS GİBİ

TARDEDİLEREK LÂNETLENMEKTİR!

Şimdi, burada üzerinde ibret alınması gerekli bir nokta vardır. O da şudur:

"İnsan"da, onun varlığını oluşturan Mutlak Varlık "Allah"ı müşahede edememenin sonucu, İblis gibi "lânet"lenerek tardedilmektir!

Kim ki, "İnsan"a baktığı zaman onu "Allah"tan ayrı bir varlık olarak görür; onda ilâhi esmânın zuhûrunu müşahede edemezse; ondaki varlığın, Hakk’ın varlığı olduğunu anlayıp, değerlendiremezse"; bu yanlış değerlendirmesi yüzünden "İblis" yani "şeytan" hükmüyle yaşamını sürdürür!

ara.jpg (366 bytes)

 

NEFS, “BÜYÜKLENMEK”LE

ALLAH’TAN UZAK DÜŞER!

NEFS, bu noktadan çıkışla ve aldığı ilhamlarla, çok değişik tesbitlere erer ki; ilhamlar alan anlamına "mülhime nefs" diye isimlenir... Bu kişiye de "arif" denilir..

Evet, "Büyüklenmekle", kişi o mertebeden, "nefsi emmare" düzeyine "inme" durumuna girer; ki bu da mecazi ifadeyle "ALLAH`TAN UZAKLAŞMAK"; yani "ALLAH`ın la`netine uğramak" demektir!

Ahmed Hulûsi

yazdir

Tüm Kavramlar Programı

 

Yayınlarımızın Telif Hakkı Yoktur. Sitemizdeki tüm bilgiler, Hz. MUHAMMED'in (aleyhisselâm) bildirip açıkladığı "ALLAH" ismiyle işaret edilenin hakikatinin ne olduğunun öğrenilmesi ve "DİN" denilen yaşam sisteminin bu vizyonla değerlendirilebilmesi için, tüm insanlarla karşılıksız paylaşılmak üzere hazırlanmıştır. Tüm yayınlarımızı ücretsiz okur; dinler, bilgisayarınıza indirebilir, çoğaltabilir; YAZAR ve KAYNAK BELİRTMEK ŞARTIYLA her yoldan bütün çevrenizle paylaşabilirsiniz. Allah ilmine karşılık alınmaz. Prensibimiz maddî ya da manevî karşılıksız paylaşımdır.

www.allahvesistemi.org