KAVRAMLARLA KURÂN-I KERİM'E BAKIŞ
Ahmed Hulûsi'de Kavramlar-Av.Asuman Bayrakcı
“MEVLİD”
PARA KARŞILIĞI OKUNAN “MEVLİD” ADI VERİLEN TÖRENLER
İBADET DEĞİLDİR
Para karşılığı okunan, "mevlid" adı verilen törenler tamamiyle sonradan icâd olup, ibadet’le hiç ilgisi yoktur!
İslâm Dininde "mevlid" diye bir ibadet mevcut değildir!
"Mevlid", Hz. Rasûlullah Efendimiz Aleyhisselâm’ın âhırete intikâlinden yüzlerce yıl sonra, O`nu övme amacıyla yazılmış bir şiir olup; bu şiirin gazel havasında okunmasının da ibadet olması, elbette kesinlikle sözkonusu değildir!
Hz. Rasûlullah, ancak "Âlemlerin Rabbı olan "ALLAH" tarafından övülebilirdi ki; bu da Kur`ân-ı Kerim’de gerçekleşmiştir:
-"ÂLEMLERE RAHMET OLARAK SENİ İRSÂL EYLEDİK" (21-107)
hükmü, O`nun yüce şânını gösterir!
Bizim gibi sınırlı anlayışlı insanların, O yüce Zâtı övmeye kalkışı ise, O`nun yüce şânına ancak kısıtlama getirir!
Ayrıca Rasûlullah bizden, kendisini övmemizi değil; getirdiklerini anlayarak çevremize olabildiğince verici olmamızı istiyor ve bekliyor! O`nun ulvî şahsiyetini, kendimize geçim kaynağı yapmamızı değil!
Ayrıca kesinlikle bilelim ki, para karşılığı yapılan hiç bir çalışmanın “İslâm Dini”nde yeri yoktur!
Parayla, ne "Kur`ân" okutturabilirsiniz; ne "hatim" indirtebilirsiniz; ne de ölmüş kişilerin “namaz” veya “oruc” borçlarını ödetebilirsiniz!
Kesinlikle bilelim ki, Kur`ân ve Rasûlullah açıklamaları kökenli “İslâm Dini”nde belirtilen ibadetler arasında, ne "mevlid"; ne de ölünün namaz-”oruc” borçlarını kapatmak için yapılan "ıskat ve devir" törenlerine yer vardır!
Bunları yapıyorsanız, kesinlikle biliniz ki, sadece kendinizi tatmin ediyor; bu arada bazı kişilerin de bu bahaneyle geçimine yardım ediyorsunuz!
Mevlîd okumayı ibadet sanıp, "kandil"(!) gecelerini kutlayan; müslüman olmanın ilk şartı olarak kadının başını örtmesini bilen; namaz ya da orucun göktürklerin gökteki tanrısını hoşnud etmek için teklif edildiğini sanan dar anlayışılı kişilerin "müslüman"lığına, "İslam Dini" diye bakar ve değerlendirirler!
Mevlid`in Süleyman çelebi`nin şiiri olup, Kur`ân-ı Kerîm’in teklif ettiği ibadetlerle hiç bir ilgisi olmadığını anlamazlar! Ölülere mum dikip kandil yakmanın "Din"le hiç bir ilgisi olmadığını; yalnızca, Mi`râc, Berâat, Kadir gibi gecelerin değerli saatler ihtiva ettiğini farketmezler.. Şeker ve Kurban bayramlarının olmadığını, FITR ve Hac bayramlarının yaşandığını duymamışlardır bile! Kur`ân-ı Kerîmde teklif edilen namaz, oruç, hac gibi çalışmaların, gökteki tanrının hoşnutluğu için değil; kendi geleceklerini kurtarmaları için önerildiği hiç anlamamışlardır!
“40.GECE, 52.GECE GİBİ TÖRENLER DİN’DEKİ HURAFEDİR;
SONRADAN UYDURULMUŞTUR
Ölen kişinin arkasından yapılacak en iyi hayır olarak Hz.Rasûlullah bir açıklamasında şöyle diyor;
"Sevdiğiniz ölmüş kişinin arkasından eğer 1000 defa Kul huvallhû yani İHLÂS sûresini okursanız o kişinin ruhunu azaptan kurtarmış olursunuz.". Yani siz o sevdiğiniz kişi için 1000 tane İhlâs okuyup onun ruhuna yollayacaksınız Bunun dışında yapılan o devir hatmi adı verilen kişinin öldüğü gece evinde toplanılarak hocalara para verilerek yapılan işlerin hiçbirinin dinde yeri yoktur.
Diyanet işleri Başkanı da bu devir hatmi denen olayın dinde yeri olmadığını resmen açıklamıştır..
40.gece, 52.gece gibi şeyler tamamen uydurmadır! Yok "burun düşmesi gecesidir.., vs.dir.." derler…Tamamen Din’deki hurafedir. Biraz önce açıkladığım müslümanlık anlayışı içine oturtulmuş, dine sonradan sokulmuş safsatalardır bunlar.
Bilgisizliğiniz yüzünden birtakım insanları zengin edersiniz, geçimine vesile olursunuz… Ama amaç Kurân’ı OKUMAK yani ANLAMAKTIR!
Ahmed Hulûsi