RAHMET

 

Allah”, “Rahm” sahibidir! “Rahman”dır! “Rahîm”dir! “Üretir” ve ürettiğini korur, muhafaza eder, âşikâre çıkma zamanı gelinceye kadar; sonra da açığa çıkartır! İşte bu, O’nun rahmetidir!

Her şey, bu yoldan “Allah”ın “Rahm”inden yaratılmış, üretilmiştir!

ara.jpg (366 bytes)

 

HERŞEY ALLAH’IN RAHMETİNİN ESERİDİR!

Sizin kafanızdaki “Tanrı” anlayışı tamamen yıkılmadan “Allah” kavramı size anlatıldığından; siz, bu kavramı alıp kafanızdaki “Tanrı” anlayışına enjekte ediyorsunuz. Kafanızda “tanrı” anlayışı gitgide büyüyor. Bu ise çok tehlikeli ve gitgide büyüyen bir beyin kanserine dönüşüyor!

İşte bu anlayışı yıkmak için, “Sistemde “merhamet” var mı?” sorusuna cevap bulmak gerek!

Allah’ın merhametinden-rahmetinden bahseden bunca âyet,Allah’ın merhametinden bahseden bunca âyet ve hadis varken nasıl olur da su kenarına susuzluğunu gidermek için gelen mâsum bir ceylanı, hiç acımadan,bir timsah suyun içinden fırlayarak kafasını koparıyor?Ya da mâsum ve etrafına zararı dokunmayan bir geyiği parçalayarak yutan leoparı düşünün...

İşte bunlar olurken nerede RAHMET?!

Sistemde “güçlünün güçsüzü yok etmesi” var!

Güçlü güçsüzü yiyor,parçalıyor, yutuyor!

Eğer tüm bunlar oluyor ve hâlen Allah’ın rahmetinden -merhametinden bahis olunuyorsa, nedir “Allah’ın rahmeti”? ve bizim anladığımız gibi bir rahmet mi, yoksa başka bir şey mi?

Allah’ın “RAHİM” ismi kendi esmâlarının dışında nerede kullanılıyor?

Göreceksiniz ki kadının cinsel ve doğurganlık organı olan bölge için..Yani kadında doğurganlık olayını oluşturan ve insan türünün çoğalmasını ve bekâsını sağlayan cinsel organına verdiğimiz isim!

Mikro plânda kadındaki rahim, makro plânda ise Allah’ın ”RAHİM” ismine karşılık geliyor!

Allah’ın “Rahim” ismi ,”Rahmet” ve “Rahman” mânâlarının kökenidir! Yani Allah’a ait esmâların üreticisidir!

Üretim yapıldıktan sonra bu isimlerin topluca bulunduğu ve sâdır olduğu boyuta “RAHMANİYET BOYUTU” diyoruz.

”Rahim” isminin en geniş ve kapsamlı ortaya çıktığı mahal, Cennet’tir!

Dolayısıyla,

“Cennet anaların ayağı altında”

derken; mikro plânda çoğalmayı-üremeyi sağlayan kadındaki rahmin makro plânda karşılığı olan Allah’ın “Rahim” isminden cennetteki mânâların ürediği mecâzi olarak anlatılmıştır.

Her şey Allah’ın rahmetinin eseridir.” demek; “Her şey, Allah’ın rahmetinin neticesi olarak var olmuştur.” demektir.

Yani, daha genellersek; “Allah’ın üretmesinin neticesi olarak” vardır.

Çünkü, Rahmeti meydana getiren “Rahim” ismi ne yapar?

Üretir!

Bunun da en orijinal yapısı, kadında mevcuttur. Kadındaki üreme, daha doğru bir deyişle üretme organının adı “Rahim”dir.

Allah’ın “RAHM” ismi kendi esmâlarının dışında nerede kullanılıyor? Göreceksiniz ki kadının cinsel ve doğurganlık organı olan bölge için.. Yani kadında doğurganlık olayını oluşturan ve insan türünün çoğalmasını ve bekâsını sağlayan cinsel organına verdiğimiz isim!

Mikro plânda kadındaki rahim, makro plânda ise Allah’ın ”RAHİM” ismine karşılık geliyor!

İşte Allah’ın rahmet sıfatı da, üretme sıfatıdır. Bu üretme sıfatı Allah’ın esmâsının işaret ettiği mânâların özelliklerinin eserlerini üretir. Fakat, bu üretilen varlıkların yer aldığı sistemde hâkim unsur, “Kudret” tir.

Allah’ın sıfatları arasında kudret sıfatı vardır. Acz, yoktur!

Bunun neticesi olarak da kudret sıfatı sayısız varlıklarda zahîr olur. Ve her kudret sıfatının izhar olduğu varlık, kudret sıfatının izhar olmadığı varlığı yer, yener, yok eder.

Sürekli olarak varlıkta hep bir şeyler, bir şeyleri yok eder. Bu bir şeylerin bir şeyleri yok etmesi; “Yok edende kudret sıfatının açığa çıkmasının neticesidir, eseridir! “

Bunun kudretinin sonu olmadığı gibi, var olan bu varlıkta da, yok etmenin sonu gelmeyecektir. Her an bir şeyler bir şeyleri yok edecektir.

Biz kendi varlığımızda mevcut olan bütün esmâ-i ilâhi’nin mânâlarını ne kadar bilip, tanır, bulursak o nisbette Mutlak Varlığı tanımış oluruz.

ara.jpg (366 bytes)

 

“RAHMAN” VE “RAHİM”İN

İNSAN DÜZEYİNDE VE EVRENSEL DÜZEYDEKİ ANLAMLARI

Allah’ın ürettikleri iki kısımdır. Bir kısım ürettikleri, “Rahman” ismi kanalından gelir. Bir kısım ürettikleri “Rahim” ismi kanalından gelir.

“Rahman” ismi kanalından gelen üretimler, insanın yapısına ilk anda hoş gelmeyebilir. Fakat, o hoş gelmeyen, yakan, üzen şeyin özünde, ardında, insan için büyük yarar ve güzellikler vardır.

 “Rahiym” ismi kanalından gelenlerse, tamamen “insan”ın hoşuna giden şeylerdir.

Rahiym”in tam tecellisi “cennet” ismiyle işaret edilen boyuttadır.

Ayrıca bu isimlerin bu açıklamaları, yorumları da insana göre, insan düzeyinde olan mânâlardır; Evrensel mânâlar değil!.

Olayı Evrensel Boyutta ele alırsak, manâsı çok değişir.

Kurân”, insana gelmiştir. İnsan boyutuna hitap eder.

Allah” kelâmlarından sadece bir tanesidir “Kurân”!.

Bu yüzden ki biz, Kurân’ı anlamaya kalktığımız zaman, bir çok temel gerçeğe dikkat etmek zorundayız!.

Çoğunlukla, konuları, halk dilinde söylendiği şekilde ele alıyoruz. Meselâ, “adalet”i herkese eşit muamele, yani “eşitlik” diye diyoruz!.

Doğada, sistemde “EŞİTLİK DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI” göre göre!.

Halbuki, “adalet“ her birimin yaratılış amacına göre hak ettiğinin verilmesidir!. Ya da hak etmediğinin verilmemesidir!.

Herkese eşit vermek değildir, adalet!.

Her birimin kendi yapısına, yaratılış özellik ve amacına göre hak ettiğinin verilmesidir. Biz herkese eşit muamele diye anlıyoruz. Ve sonra, “herkese eşit vermiyor!.” deyip, suçlayacak makam arıyoruz.

“Allah”, Kurân’da, herkese eşit vereceğim diye bir şey söylemiyor. “Ben Âdilim” diyor!.

İşte, bunun gibi, bir çok şeyi bizler yanlış anlıyoruz. Ondan sonra da, bu yanlışlığı getirip, tanrımıza bağlıyoruz.

Tabii ki, bu durumda tanrıyı beğenmeyip; “haydi canım, böyle tanrı olmaz” diyoruz.

ara.jpg (366 bytes)

 

HERBİR  VARLIK,

ALLAH’IN RAHMETİNİN BİR ESERİDİR!

Rahman’ın Arş üzerine “istivası”sı ise, Rahmet eseri olarak tüm mevcûdatın ilâhî isimlerin mânâlarını açığa çıkarmak üzere meydana getirilmesidir… Bu varlıklar, hep Allah Rahmetinin bir eseridir…

ara.jpg (366 bytes)

 

HER ZÂHİR OLAN RAHMETİN VE KEREMİN ARDINDA,

GERÇEK KERİM VE RAHİM OLAN ALLAH MEVCUTTUR!

"Yâ Gavs-ı Â'zâm. Her kerîmden Kerîmim, her rahîmden rahîmim."

Zâhirde görülen çeşitli varlıklardan ortaya çıkan bütün kerem ve merhamet hâllerini gerçek oluşturucuyum anlamı vardır bu ifadede.

Çeşitli birimlerden kerem eseri olarak ikramlar görülebilir; ve gene çeşitli birimlerden rahmet yollu merhamet eserleri görülebilir.

İşte o rahmet ve keremin gerçek kaynağı olarak hakiki Kerîm ve Rahîm olan Ben'im; demektedir Cenâb-ı Hak!

Ayrıca, her hangi bir zuhur mahallindeki kerem ve rahmet ne ölçüdedir; o zuhur mahalli gibi sonsuz sayıda zuhur mahallinde sürekli olarak kerem ve rahmet izhâr eden yüce Zât nerededir?..

İşte bu yüzdendir ki, her zâhir olan kerem ve rahmetin ardında gerçek Kerîm ve Rahîm olan Allah mevcuttur.

ara.jpg (366 bytes)

 

İLAHİ RAHMET

Hayat, ilim, irade sıfatları kendisine dönük sıfatlardır.

Kudret sıfatı ile birlikte kendindekini açığa çıkarmaya dönük özellikler meydana gelir.

Bu sıfatlar içinde, dördüncü sıfat diye bilinen, bahsedilen Kudret sıfatı çok önemlidir.

Kudret sıfatından sonra da, Semi, Basir ve Kelim gelir.

Bu sıfatlar, ilâhi rahmetin neticesi, sonucudur.

“İlâhi rahmet” deyince, bizim genellikle anladığımız nedir?

Genelde, anladığımız merhamet’tir...

Halbuki, “İlâhi rahmet”in manâsı, “merhamet” kelimesinin anlamı gibi dar bir kapsam ifade etmeyip, daha genel olarak; “İlâhi Rahmet” tüm varlığın oluşmasına yol açan vasıftır.

ara.jpg (366 bytes)

 

HAKK’IN RAHMETİ

Kişinin üzülmesine, sıkılmasına, azâp duymasına, bunalmasına yol açan her şeyin kökeninde, kesinlikle mevcut olan şey, ya benliği, ya tabiâtı, ya huyları; yani, bunlarla kendi hakikatını, kayıt altına alması yatmaktadır!.. Bu kayıtları kırabilirse, kendine azâb veren tüm nesnelerden de arınmış olacak; dünyada yaşarken cehennemden azad edilmişlerden, diye târif edilenlerden olacaktır!.. Aksi takdirde, dünyada yaşadığı sürece de, öldükten sonra da çektiği azâblar çok çok uzun bir süre son bulmayacaktır.

Hakk'ın rahmetinden, Rasûlullah'ın şefaâtinden murad, kişiyi "rabbının kulu" olma kayıtlılığından, "Allah'ın kulu" olma genişliğine geçirmedir.

Yani, tabiat, huy, benlik gibi terkibiyetinin sonucu oluşan, kabulüne bağlı kişiliğinden hakî benliğine ulaştırmadır. Bağlarından kurtarıp özgün hakikatını yaşamaya davettir

ara.jpg (366 bytes)

 

"Er RAHMAN" O'dur ki;

Mutlak "rahmet" sahibi olarak, tüm mânâları, varlığından, varlığıyla meydana getirmektedir.

ara.jpg (366 bytes)

 

“RAHMAN”IN RAHMETİ, ARINDIRICIDIR!

Arındırıcı”dır! Elbette ki, arınma işleminin getirdiği bir azab veya sıkıntı da sözkonusudur...

Meselâ operatörün, tüm bedeni kangren olmaktan kurtarmak için, bir bacağı kesmesi kişiye olan merhametinin getirdiği bir rahmettir... Ve biz, bu işlemin getirdiği bütün acıya ve ızdıraba rağmen, o doktora teşekkür ederiz!

İşte bu, başlangıcında bize acı veren, fakat neticesi iyi olan "rahmet"tir! Rahman'dandır...

ara.jpg (366 bytes)

 

"Rahmet" her şeyde "EŞİT" olarak mevcuttur. Her şeyde "EŞİT" olarak mevcut bulunan bu rahmet nedir?

Her şey varlığını Allah'ın esmâsından aldığı için; her varlığı kuşatan "Rahmaniyet" mertebesinin eseri olarak, Hakkın zâtı ve esmâsı ile kâim varlıklar oldukları için, hepsi de Hak’kın rahmetine "eşit" bir biçimde sahip olmuşlar; yani, "rahmet"ten yaratılmışlardır!

ara.jpg (366 bytes)

"RAHMET"; "zâtî" ve "sıfatî" olarak ikiye ayrıldığı gibi; "Rahmeti âmme" ve "Rahmeti hâssa" olarak dahi müşahede edilir...

ara.jpg (366 bytes)

 

Rahmet-i amme”, yaygın rahmettir ki, bu “rahmet” sonucu, ölümötesi yaşamda, tüm insanların azabları, bir gün gelir sona erer... Ebediyyen cehennem ortamında kalacak olsalar bile! "Rahman"ın rahmeti cehennemdekilere bile erer!

Bir kısım insanların "ebeden cehennemde kalacaklarına" dair Kur'ân-ı Kerim'de hüküm bulunmasına rağmen, ebeden azab çekeceklerine dair bir açıklama mevcut bulunmamaktadır!işte bu da "rahmeti amme" yani yaygın rahmet iktizasıdır...

"Rahmet" her şeyde "EŞİT" olarak mevcuttur. Her şeyde "EŞİT" olarak mevcut bulunan bu rahmet nedir?

Her şey varlığını Allah'ın esmâsından aldığı için; her varlığı kuşatan "Rahmaniyet" mertebesinin eseri olarak, Hakkın zâtı ve esmâsı ile kâim varlıklar oldukları için, hepsi de Hakkın rahmetine "eşit" bir biçimde sahib olmuşlar; yani, "rahmet"ten yaratılmışlardır!

Bir kimsenin "rahmete" nail olması demek, o "rahmet" ile varolmuş olduğunun bilincine ermesi demektir.

Herkes, kendi zâhir olan esmâsı yönünden rahmete nail olmuştur. Zâtı itibariyle de, ilâhî Zât ile kaimdir ki, bir diğer zâtî rahmet de budur. Bunların her ikisi de umumi rahmettir... Rahmeti amme!

 ara.jpg (366 bytes)

Netice olarak bütün varlıklar varoluş yönünden rahmete ermişlerdir. O rahmet neticesi olarak da "ADL" ismi gereğince herkes hakkettiği nimeti sürekli olarak almaktadır.

Kimseye hakkettiği verilmeyerek zulmedilmemektedir!

ara.jpg (366 bytes)

 

KÂİNAT,

ALLAH’IN “RAHMET” SIFATINDAN  YARATILMIŞTIR!

Allah “Rahm” sahibidir! Rahman’dır . Rahim’dir!

Üretir ve ürettiğini korur, muhafaza eder, âşikâre çıkma zamanı gelinceye kadar; sonra da açığa çıkartır.

İşte bu O’nun “RAHMETİ”dir Herşey bu yoldan, Allah’ın “Rahm”inden yaratılmış, üretilmiştir!

Âlemler ve âlemlerden biri olan kâinat, Allah’ın “Rahmet” sıfatından yaratılmıştır!

Karşılıksız olarak ”üretir “, vareder!

Kâinat, Allah’ın zekâtıdır! Ürettiğinin bir kısmı “Rahman”dan gelendir..Acıyla karışık nimettir üretilen. Bir kısmı “Rahim”den gelen üretimdir, sırf nimet olarak!

ara.jpg (366 bytes)

 

2-HUSUSİ RAHMET

Bir de hususî rahmet vardır. Bu da evliyaullaha has rahmettir!

Bu hususî rahmet ikiye ayrılır;

Rahmeti zâti ve sıfati.

ara.jpg (366 bytes)

 

"Rahmet-i Zâtî" bütün varlıkların zâtının ancak ve sadece “ALLAH” ismiyle işaret edilenin Zâtı ile kâim ve var olmasıdır; ki bundan dolayı, varolan her şeyin "Allah'ın rahmetine" ermişliğinden, sözedilir.

ara.jpg (366 bytes)

   

Rahmeti Zâti, İnsân-ı Kâmil, Gavs, müferridûn, Kutb-ül aktâb ve Kutb-ül irşâda mahsustur.

ara.jpg (366 bytes)

 

ALLAH İNDİNDEN (ZÂTÎ RAHMETİNDEN)TALEP ETMEK

Rabbenâ âtina min ledünke rahmeten ve heyyi’ lenâ min emrinâ raşedâ.

Rabbimiz bize Zâtî rahmetinden ihsan buyur ve işimizde bize başarılı olmayı nasip et.!

 Bilgi:Bu âyette de  Cenâb-ı Hak bize işlerimizde başarılı olmamız için DUA etmemiz gerektiğini öğretiyor. Ayrıca başarı niyâzında bulunurken, Allah’ın “İNDİNDEN” yani ZÂTÎ rahmetinden talep etmemiz yolunda da uyarıda bulunuyor.

ara.jpg (366 bytes)

 

Varlıklarda zuhur eden tüm mânâların orijinalinin (terkipsellik sözkonusu olmaksızın) "ALLAH" isimlerine dayanmasıdır.

ara.jpg (366 bytes)

Rahmeti sıfatî ise dörtler, yediler gibi fetih ehli zevâtta izhar olur! Yani, bu rahmete eriş neticesinde bu mertebeler kendilerinde zuhur etmiştir.

ara.jpg (366 bytes)

 

”ÖZEL RAHMETİ”Nİ

“KENDİNE SEÇTİĞİ” KULLARINA İHSAN EDER!

"Rahmeti Hassa", "özel rahmetidir" ki, bunu "kendine seçtiği" kullarına ihsan eder!

-"ALLAHU yectebiy ileyhi men yeşau” !

-ALLAH DİLEDİĞİNİ KENDİNE SEÇER ! (42-13)

Ve;

-YAPTIĞINDAN SUAL SORULMAZ ! (21-23)

Bu rahmetiyle kendine seçtiği kulunu, önce “şirki hafi” denilen “gizli şirk”ten, yani “benlik”ten ve O'nu, "öteNde bir tanrı sanma" düşüncesinden arındırır; sonra, kendi “ahlakıyla ahlaklandırır”; ve bütün bunlardan sonra da “keşif” veya “fetih” ile mükafaatlandırarak cennet yaşamına başlatır! Ötesini ise ancak yaşayanlar bilir! Zira, "Allah" “isim ve sıfatlatıyla tahakkuk etmenin” ne olduğunu anlatmanın yeri bu kitap değildir!

ara.jpg (366 bytes)

 

"RAHÎM"in rahmeti; herhangi bir “arındırma” ya da “ıstıfa” gayesi gütmeyen; sırf zevk veren, güzellikleri tattıran, kişiye hoş gelen halleri yaşatan "rahmet"tir.

ara.jpg (366 bytes)

 

RAHİM’İN TAM TECELLİSİ,

“CENNET” BOYUTUNDADIR!

Rahim isminin en geniş ve kapsamlı ortaya çıktığı mahal, Cennet’tir! “Rahiym”in tam tecellisi “cennet” ismiyle işaret edilen boyuttadır.

Esasında, kitaplarda "müminlere cennette sunulacak rahmet" diye anlatılan bu "RAHÎM'in rahmeti" anlatılagelenden hayli farklı bir olaydır...

Bir kere şunu kesinlikle bilelim ve hiç unutmayalım ki, "ALLAH"ın bütün isimlerinin mânâları, her an geçerli ve yürürlüktedir!

İşbu sebeple, “RAHÎM” isminin mânâsı “şimdi geçerli değildir de, cennete girildikten sonra geçerli olacaktır" şeklindeki anlayış, tamamiyle asılsızdır.

"ALLAH"ın “RAHÎM” isminin mânâsı, her an, her yerde yaşanmaktadır! Bizim bunu farketmemiz ya da farketmememiz hiç bir şeyi değiştirmez..

Ancak ne var ki, bunun daha fazla açıklanması mahzurludur... Ancak ehli bilir!

Cennet ehli, bu ismin mânâsını yaşarken; ve belki de bir çoğu bunun orada nasıl ve nereden oluştuğunu farketmemişken; Dünya üzerinde bu ismin mânâsını yaşamış ve yaşamakta olan bir çok zevat bulunmaktadır...

"Evliyaullah"ın “keşif ve fetih” sahibi olanları yanı sıra, “mukarrebler”, “muhakkikler”, “müferridun” ve "mârifeti Billah" sahipleri, hâlen farkında olarak, "B" harfinin sırrıyla “RAHÎM” isminin mânâsını yaşamakta ve tecellilerini seyretmektedirler...

Ayrıca, "Lâ havle velâ kuvvete illâ “B”illah" ifadesinin manâsı dahi “RAHÎM”dendir!

Öyle ise, “RAHÎM” isminin mânâsını, sanki "ölümötesi yaşamda, cennet ortamında ortaya çıkacakmış" gibi düşünmek tamamiyle gaflettir!

Allah” ismiyle işaret edilenin, bütün bildiğimiz isimlerinin işaret ettiği özellikler, her an ve her boyutta sürekli olarak açığa çıkmaktadır… Üstelik, evrendeki sayısız "melek"ler dahi her an bu ismin mânâsıyla kaim bir yaşam içindeyken! 

ara.jpg (366 bytes)

 

 “VARLIĞIMIN HAKİKATİ OLANIN RAHMETİYLE” ÜRETİYORUM,

Kİ BU RAHMET BİR YÖNÜYLE ACI DA OLSA NETİCEDE SIRF NİMETTİR!

Besmelenin bir anlamı da anlayabildiğimiz kadarıyla şudur;

Bismillahirrahmanirrahim”…

”Allah ismiyle işaret edilen ve varlığımın hakikatı olanın rahmetiyle üretiyorum, ki bu rahmet bir yönüyle acıyla karışık olsa dahi neticede sırf nimettir, mutluluk getirir.

ALLAH” ismiyle işaret edilen, mutlak varlığın yeryüzündeki sembolü, ”Anne”dir!

“Anne” üretir ve karşılıksız verir!

”Anne”de “rahim” sahibidir, yavrusunu orada üretir! Ürettiği yavrusunu kâh “Rahmaniyet” yönünden nimetlendirir, terbiye için azarlar-cezalandırır-onun hoşuna gitmeyecek kurallar koyar… Hep Onun iyiliği için!

Kâh da en güzel şeyleri yedirir-giydirir-gezdirir,”Rahimiyeti” yönünden!

ALLAH, “Rahm”inden yaratıp ürettiklerine karşılıksız verendir HER AN!

“Anne”, rahiminde ürettiklerine karşılıksız vermektedir ÖMÜR BOYU!

ara.jpg (366 bytes)

 

HAKK’IN RAHMETİ

Hakk'ın rahmetinden, Rasûlullah'ın şefaâtinden murad, kişiyi "rabbının kulu" olma kayıtlılığından, "Allah'ın kulu" olma genişliğine geçirmedir.

Yani, tabiat, huy, benlik gibi terkibiyetinin sonucu oluşan, kabulüne bağlı kişiliğinden hakî benliğine ulaştırmadır. Bağlarından kurtarıp özgün hakikatını yaşamaya davettir.

Şayet Hak, bir kuluna sonsuz nimetinden içirmeyi murad ederse, onu kendi huylarının, tabiatının, benliğinin esiri olmaktan kurtarıp; yani ölmeden evvel bu saydığımız özelliklerinden, dolayısıyla kişiliğinden öldürüp, aslına ve hakikatına kavuşturur!.. Böylece o kul, Allah'a vâsıl olur!..

ara.jpg (366 bytes)

 

RAHMANİ NİMETLERİ TATMAK

Ârif, yani mârifet sahibi kişinin, mübah yollara dayanması, yani bedenin tabii gereklerine bağlı kalması, haram olan şeyleri kullanması gibidir!

"Nefse gaflet doğuran, boş ümitlere dönmek de, irfan ehli yanında Deccalin şarabını içmektir" diyor ve gene ilâve ediyor şu cümleyi..

"Makamın gereği olan hâle ulaşmadan önce anlatılan duruma dalan bir irfan sahibi, Deccal eline düşüp artık felâh, kurtuluş ümidi kesilen kimseye benzer. Devamlılığı muhal olan doğmatik alışkanlıkları, hayâl olan tabları kendisine zevk edinmekse Deccalin Cennetine girmektir."

Ancak bir kişi, bu hakikatı idrâk ettikten sonra, bilinç boyutunda zâti hakikatının gereğini yaşayabilmek için zahirde "şeriât nurları" ile yürürse; muhalefetin, mücahedenin ve tabiatla mücadele olan riyâzatın içine inançlı ve güçlü bir şekilde girerse, işte bu takdirde Rahmanî nimetleri tatmış olur; her ne kadar Deccal'in Cehennemine girmiş ise de, neticede Allah`ın Cennetine erer!

ara.jpg (366 bytes)

 

 "Rahmet" ille de merhamet değildir! “Allah’ın rahmetinden geldi” demek, O'nun üretmesi ile meydana geldi demektir.

Allah’ın üretmesinin sonsuzluğu yanında, varlığın yok olması diye bir şey söz konusu değildir, demek!

“Allah''ın rahmeti, gazâbını geçmiştir” sözü;

ara.jpg (366 bytes)

 

RAHMAN’IN RAHMETİNE UĞRAMANIN YOLU,

KAHRINDAN GEÇER!

KAHRA UĞRAMADAN RAHMET GELMEZ!

Önemli olan senin kendi varlığındaki Hakkâni güçlerle yaşama yöne verebilmendir!

İşte, KAHIRDA RAHMET VARDIR!

Cehennem en büyük rahmetidir Allah’ın insanlara! .

Rahmete uğramanın yolu, Rahman'ın rahmetine uğramanın yolu, kahrından geçer!.

Sana o güçlüye karşı güçsüzlüğünü farkettirmesi, sana o güçsüzlüğünü giderme düşünceni oluşturur.

Onu gidermenin yolu da, kendi özündeki o Hakkâni kuvvet ve kudreti açığa çıkarmaktan geçer!.

Kendindeki o güç ve kudreti açığa çıkarttığın zaman da işte sana RAHMET NÂİL OLMUŞ olur!

Kahra uğramadan RAHMET gelmez!

İşte başına gelen belâ ne kadar büyükse,i, ardından gelecek Rahmet de o kadar büyüktür. Yani kahrı, belâsı, Rahmetin kendisidir!

Onun için der ki; Mazlumun kahra uğramışın belâya uğramışın gidin duasını alın. Çünkü o kahırda belâ xahmette o derece büyük rahmet vardır. Rahmetin duası dileği de yerine gelir.

Biz bilemeyiz Allah bizim için hayrı nereden ve kimden nasip etmiştir, takdir etmiştir. Siz pek çok şeyi şer bilirsiniz. Fakat onlar hayırdır. Sizin istediğiniz birçok şeyler sdizin için şerdir“ âyeti var.

Onun için bize düşen şey, karşılaştığımız olaylarda hallerde işi Allah’a bırakmak, “Yarabbi herşeyin yaratıcısı sahibi hükümranı sensin. Sen böyle dilemişin böyle varetmişin böyle oluşturmuşun. Bu Senin HAKİM isminin eseri olan bir hikmettir. Beni bunu yanlış göremekten koru. Bununla beni perdelenmekten koru”.diyebilmeliyiz. Ve de hüküm vermekten kaçınmalıyız.

Bir hâkimin bir olaya hükmetmesi için o olayı bütün detaylarıyla bilebilmesi lazım.

Eğer sana bir şey verecekse onun öncesinde sana ya onun amelini yaptırır, ya duasını yaptırır; arkasından da onu sana verir. Eğer senden onun vesilesi çıkmıyorsa, onu vereceği de yoktur.

Geçmişine bak... Birtakım çalışmaları yapmadan evvelki hâlin neydi. Yapmadan evvel sana bir şey veriliyor muydu? Ama yapmağa başladın açılmaya başladı. Demekki bu da Sistem’i gösteriyor. Yaptığın kadarının karşılığı! Aâyet çok net. Bu âyeti hep gözardı ediyoruz;

Leyselil insane illa masia

İnsan için kendi sayinin yani kendinden meydana gelen fiilin getirisinden başka bir şey sözkonusu değildir!

Diyor.

Ne çalışma senden çıkarsa o kadar karşılığını alacaksın. Daha doğrusu, karşılığını alacaksın değil… O kadar oluşturacaksın. Karşılık veren biri yok! Sen oluşturuyorsun!

Yatarsan bütün gün,yatmış olursun. Kalkarsan çalışırsan, çalıştığın kadarının karşılığı senin için oluşur.

Yukarıdan biri sana bir şey vermiyor ki...

Kendi yaptıklarımızın sonucuna katlanıyoruz. Kurân’da onu söylüyor; “Herbiriniz kendi yaptıklarınızın karşılığını alacaksınız” diyor..

ara.jpg (366 bytes)

 

KİŞİ, ZÂHİRİ VE BÂTINİ YÖNDEN

RAHMANİYET VE RAHİMİYET NİMETLERİNE

ÖZÜNDEN GELEN YOLLA ERİŞMEKTEDİR!

Şimdi konuyu fazla yaymayıp dikkatinizi ilk âyet olan besmelenin başındaki “B” sırrına çekeyim. Bu sırrın ne olduğunu “Hz. Muhammed’in açıkladığı ALLAH” kitabında yazmıştık. O bilgiyi hatırlayarak düşünürsek...

B” sırrının işaret ettiği şekilde ismi Allah olanın Rahmaniyet ve Rahimiyeti kişinin nefsinden zuhur etmektedir. Bu sebeple, kişi, gerek zâhiri ve gerekse bâtını yönünden Rahmaniyet ve Rahîmiyyet nimetlerine özünden gelen bir yolla erişmektedir; anlamını çıkartabiliriz. (Rahmaniyet ve Rahîmiyet için İ. Temel Esasları kitabına bakınız.)

Bundan sonraki âyette ise olayın afakî, yani birimin algılayabildiği evrenini ele alan yönüne işaret edilmektedir. Yani, algılayabildiğin tüm âlemlerde her ne varsa, bunların hepsi, onların da özlerinden gelen bir biçimde, yani rububiyetlerinden, yani özlerindeki esma bileşiminden gelen bir biçimde, Rahmaniyet ve Rahimiyetin özellikleriyle varlıklarını devam ettirmektedirler.

Birinci âyette, Ulûhiyete kulluğun kişinin özünden gelen şekilde ve özüne dönük olarak meydana gelmekte olduğuna işaret edilirken... İkinci ve 3. âyette ise âlemlerde her birimin özündeki rubûbiyyet noktasından açığa çıkan Ulûhiyet kemâlâtının Rahmaniyyet ve Rahimiyyet ile meydana geldiğine işaret edilmektedir!.

Şayet bunu anlayabildiysek, fark ederiz ki, birinci âyette “nefsini bilmek” sırrına işaret vardır, ikinci âyette ise “eşyânın hakikatini” bilmek sırrına işaret olunmaktadır.

ara.jpg (366 bytes)

 

HER KEREM VE RAHMETİN ARDINDA

GERÇEK KERİM VE RAHİM OLAN, ALLAH MEVCUTTUR!

"Yâ Gavs-ı Â'zâm. Her kerîmden Kerîmim, her rahîmden rahîmim."

Zâhirde görülen çeşitli varlıklardan ortaya çıkan bütün kerem ve merhamet hâllerini gerçek oluşturucuyum anlamı vardır bu ifadede.

Çeşitli birimlerden kerem eseri olarak ikramlar görülebilir; ve gene çeşitli birimlerden rahmet yollu merhamet eserleri görülebilir.

İşte o rahmet ve keremin gerçek kaynağı olarak hakiki Kerîm ve Rahîm olan Ben'im; demektedir Cenâb-ı Hak!

Ayrıca, her hangi bir zuhur mahallindeki kerem ve rahmet ne ölçüdedir; o zuhur mahalli gibi sonsuz sayıda zuhur mahallinde sürekli olarak kerem ve rahmet izhâr eden yüce Zât nerededir?..

İşte bu yüzdendir ki, her zâhir olan kerem ve rahmetin ardında gerçek Kerîm ve Rahîm olan Allah mevcuttur.

ara.jpg (366 bytes)

 

 RAHMET IRMAĞI

İnsanlar cehennemden geçtikten sonra “Rahmet Irmağı”na dalarak ruh bedenlerinin yapısı değişecek ve meleki =nûri bedene kavuşacaklar.

Rasûlullah Aleyhisselâm "Mi`râc"a çıktığı zaman, mikrodalga boyuta geçerek, çeşitli gezegen ve yıldızların İKİZLERİNDE yani mikrodalga boyutlarında yaşayan ve Din`de kısaca melek adı altında söz edilen, değişik boyutlardaki varlıklarla ilişki kuruyor...

Onların yaşam şartlarını, güçlerini, dünya ile olan ilişkilerini görüyor. Ayrıca gelecekte kişilerin çekeceği azapları gördüğü gibi, cennetleri de görüyor... Cennetlerde insanların ne şekilde bir yaşama gireceğini görüyor...

"AKIL ve İMAN" isimli kitabımızın "Meleklere iman" bahsinde ve meleklerin yapısından söz ettiğim bir konuşmamda; insanların, cehennemden geçtikten sonra, Rahmet Irmağına dalarak, ruh bedenin yapısının değişeceğini ve meleki, "nûrî" bedenlere kavuşacaklarından söz etmiştim...

Rasûlullah Aleyhisselâm’ın açıklamalarında da, cehennemden geçip, cehennemde yapıları yıpranmış kişilerin, Rahmet Irmağına daldırılarak yepyeni bir bedenle var olacakları, onların yapılarının son derece şeffaf olduğu, hatta içine bakıldığı zaman iliklerinin görüleceği ifade edilir!

Bizim anlamayanlar da sorar...

-Canım! Cennet`de insanlar var, huriler var, baktığın zaman onların iliğini görüyorsun... Ne gereği var ilik-kemik görmenin?"

"İlik görmekte" diye anlatılmasından gaye, o boyuttaki yapıların şeffaf, lâtif, ve nûranî bir yapı olduğudur! Yani, bizim bugün bildiğimiz yoğunluklu maddemsi bir yapı olmadığını ifade sadedindedir.

Ve insanların, bu boyut değiştirmelerinden sonra; geçtikleri ortamda, melekî bir yaşam sürecekleri; bedenlerinin, meleki vasıflarla vasıflanmış melek, yani "nur" yapılı... Ancak insanların bilinç düzeylerinin bir kısım meleklerden üstün olacağı da ifade ediliyor!

ara.jpg (366 bytes)

 

KİME DUA KAPISI AÇILMIŞ İSE,

MUHAKKAK ONA RAHMET KAPILARI AÇILMIŞTIR

Bilelim ki, DUA, kader sistemi içinde yer alan çok önemli bir unsurdur.

DUA edebiliyorsanız, edebildiğiniz kadar DUA ediniz; hepsinin de faydasını, dünya hayatında anlıyamayacağınız kadar fazlasıyla göreceksiniz. Zirâ, AllAh, kulunda ortaya çıkartacağı pek çok özeliği DUA şartına bağlamış; takdir ettiği pek çok şeye DUA’yı vesile kılmıştır. Bu yüzdendir ki, "DUA mü'minin silâhı" olmuştur.

DUA, takdirin tüm güzelliklerinin size ulaşmasına vesile olan en değerli nimettir. Onu elden geldiğince çok ve güçlü olarak kullanan en büyük nimetlere kavuşacak olandır.

Kaderi anlamayan câhil ise, DUAYI terkeder; tüm mahrumiyet ve çileler de onu bekler!.

Konuyu, Rasûlullah aleyhi's-selâm'ın şu açıklamasıyla bağlayalım:

"İçinizden her kime DUA KAPISI AÇILMIŞ ise, muhakkak ona rahmet kapıları açılmıştır; ve Allah'dan, afiyet istenilmesinden daha sevimli bir şey, istenmemiştir".

"DUA, inen belâya ve inmeyen belâya karşı faydalıdır. Ey Allah'ın kulları, DUAYA SIMSIKI SARILINIZ!."

ara.jpg (366 bytes)

 

YAŞAYAN DOSTLARINIZ İÇİN RAHMET OKUYUN…

Kİ ONLAR DÜNYADAYKEN ARINABİLSİNLER!

Allah’ın ürettikleri iki kısımdır. Bir kısım ürettikleri, “Rahman” ismi kanalından gelir. Bir kısım ürettikleri “Rahim” ismi kanalından gelir.

“Rahman” ismi kanalından gelen üretimler, insanın yapısına ilk anda hoş gelmeyebilir. Fakat, o hoş gelmeyen, yakan, üzen şeyin özünde, ardında, insan için büyük yarar ve güzellikler vardır.

Allah rahmet eylesin” demek, “ihsan ettikleriyle arındırsın saflaştırsın” demektir!. Çünkü “Rahman”dan gelen “rahmet” arındırıcı-saflaştırıcıdır!.

Esasen dünyada yaşayanların bu “rahmet”e ihtiyacı vardır, ve yaşayan dostlarınızın ardından bu temenniyi yapın!.

Yaşayan dostlarınız için; “Allah rahmet eylesin” temenni ve niyazında bulunun; ki onlar dünyadayken arınabilsinler!.

Halkın yanlışa şartlanmasıdır ölüye rahmet okumak!.

Ölümü tadanın rahmete ermesi de genelde yanarak olur!.

Cehennem dahi “RAHMET” sonucudur müminler için!.

“Rahiym” ismi kanalından gelenlerse, tamamen “insan”ın hoşuna giden şeylerdir.

Rahiym”in tam tecellisi “cennet” ismiyle işaret edilen boyuttadır.

Ayrıca bu isimlerin bu açıklamaları, yorumları da insana göre, insan düzeyinde olan manâlardır. Evrensel manâlar değil!.

Olayı Evrensel Boyutta ele alırsak, manâsı çok değişir.

ara.jpg (366 bytes)

 

ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESMEK

Gördüğüm kadarıyla insanların en çok zevk aldıkları şey, kendi kendilerini aldatmaktır!

Kendi yaptıklarına, ortaya koyduklarına bakmadan boş hayâller kurup; gerçekleşmeyince de tanrılarını suçlamak, en önde gelen değerlendirmeleridir.

Bir organının zevki için harcadıklarına bak; bir de takdir ettiğin ilim için harcadıklarına bak!…

Acaba kıyasa gelir mi?

Öyle ise yaptıklarına karşılık ne bekliyorsun ki?

İlmine göre ne kadar yaşıyorsun?

Allah, bizi, dünyada boş hayâllerle yaşamaktan; ölüm ötesinde de sükûtu hayâllerden korusun!

Vermeden alamayacağımızı idrâk ettirsin!

Ötedeki tanrın için verdiklerine değil; Özündeki Allah’a ermek için yaptıklarına bir bak!…

Allah Rahmetinden umut kesmek yasaktır, mümine!

ara.jpg (366 bytes)

 

ALLAH’IN BİR TOPLUMA RAHMET VE MERHAMETİNİN

VEYA GAZAP VE CELÂLİNİN İŞARETİ ODUR Kİ...

Evrimle gelen nesil “insansı”, Adem’den gelen nesil ise “insan” adını alır, demiştik geçmiş kitaplarımızda ve bunun izahını yapmıştık gene onlarda…

Allah’ın bir topluma rahmet ve merhametinin alâmet ve işareti odur ki, onları derinden yönetenler, “insan” sınıfındandır…

Allah’ın bir topluma gazap ve Celâlinin alâmet ve işareti de odur ki, onları derinden yönetenler, “insansı” sınıfındandırlar!.

Toplumlar, hâl diliyle, hâllerine göre yöneticilerini talep ederler ve Allah da onların bu taleplerine icâbet eder!.

 

 
 

UNUTULANLAR(Hatırla...)

KUR'ÂN-I KERÎM ÇÖZÜMÜ

2012 ® RADYO YANSIMALAR web sitesi. 24 saat yayın

www.allahvesistemi.orgg