kavramlar.jpg (6719 bytes)

 

ZÂLİM

  • Nefsine zulmeden...

  • Nefsinin hakikatini bilmeyen...

  • Gerçeğin hakkını veremeyen...

  • Hâkimi Mutlak’ı, değerlendiremediği için; kendini, O’nun dışında varsayarak, şirk koşmak sûretiyle; “nefs”inin hakikatinden perdelenip, kendine zulmeden..

  • Rabbinin delilleri (Rabbanî özellikleri) hatırlatıldığı hâlde, onlardan yüz çeviren...

  • İki eli ile hazırlayıp önceden gönderdiği şeyleri unutan...

  • (İnkârları dolayısıyla) "Hakikat"i fark edememeleri için, kozalarına hapsedilen...

  • Kulaklarına ağırlıklar koyulan...

  • Hakikate davet etsen de, bu hâldeyken ebediyen hidâyete eremeyen...

ZÂLİM,

KENDİNİ O'NUN DIŞINDA VARSAYARAK  KENDİNE ZULMETMEKTEDİR

"Kimler Allah’ın inzâl ettiği ile hükmetmese, onlar kâfirdir!”; 5-44…

“….onlar zâlimdir!”; 5-45…

“….onlar fâsıkdır.." 5:47…

Kâfirdir… Çünkü, inzâl olanın kaynağını örtücü olarak gerçeği inkâr etmektedir.…

Zâlimdir… Çünkü, gerçeğin hakkını veremeyen nefsine zulmetmektedir…

Fâsıktır… Çünkü, hakikatini idrâk edememekten dolayı, bozulmuş bir “ben”lik kavramı ile yaşamaktadır!.

Şimdi gelelim konunun biraz daha derinliğine…

Tanrı” kavramıyla şartlanmış bir beyin olarak olaya bakarsak, yukarıdan birinin, yeryüzünde yaşayan birisine yolladığı kurallarla, yaşanılan olaylara “hüküm verme” olarak, konuyu değerlendirebiliriz.

Ancak bunun ötesinde…

“"ALLAH İsmiyle İşaret Edilen”in, ne olduğunu fark edip, sonuçlarını tefekkür edebilecek bir kapasiteye sahip isek…

Bu defa görürüz ki…

Evrende TEK BİR Hâkimi Mutlak vardır ve her zerrede, her an, sadece O’nun “hükmü” geçerlidir!.

O Hâkimi Mutlak’ı, basîret yetersizliği dolayısıyla göremediği için inkâr ederek, bu gerçeği örten…

O Hâkimi Mutlak’ı, değerlendiremediği için; kendini, O’nun dışında varsayarak, şirk koşmak sûretiyle; “nefs”inin hakikatinden perdelenip, kendine zulmetmek sûretiyle zâlim olan…

ara.jpg (366 bytes)

RABBİNİN DELİLLERİ(Rabbanî özellikleri) HATIRLATILDIĞI HALDE,

 ONLARDAN YÜZ ÇEVİREN;

İKİ ELİ HAZIRLAYIP ÖNCEDEN GÖNDERDİĞİ ŞEYLERİ UNUTANDAN

 DAHA ZÂLİM KİM  OLABİLİR?

Andolsun ki biz şu Kurân'da, insanlar için, gerçekleri her türlü misalle sayıp döktük! İnsan ise gerçekleri tartışmaya en düşkün olanıdır.

Kendilerine hakikate giden yola kılavuzluk edecek olan (Rasûl) geldiği hâlde, insanları iman etmekten ve Rablerinden mağfiret istemekten alıkoyan engel; öncekilerin başına gelenlerin kendilerine de gelmesini veya azabın karşılarına dikilivermesini beklemekten başka ne olabilir ki!

Biz Rasûlleri sadece müjdeleyici ve uyarıcılar olarak irsâl ederiz... Hakikat bilgisini inkâr edenler ise, asılsız, temelsiz fikirlerle Hakk'ı örtme mücadelesi veriyorlar! İşaretlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler (ciddiye alıp değerlendirmediler)!

Rabbinin delilleri (Rabbanî özellikleri) hatırlatıldığı hâlde, onlardan yüz çeviren; iki eli ile hazırlayıp önceden gönderdiği şeyleri unutandan daha zâlim kim olabilir? Gerçek ki, (inkârları dolayısıyla) hakikati fark edememeleri için, kozalarına hapsettik; kulaklarına da ağırlıklar koyduk! Onları Hakikate davet etsen de, bu hâldeyken ebediyen hidâyete eremezler!

Rabbin Gafûr ve zür Rahmettir (Rahmet sahibi)! Eğer kazandıklarının sonuçlarını hemen yaşatmayı dilemiş olsaydı, elbette azabı (vefat ettirmeyi) çabuklaştırırdı! Ancak onlar için vadedilen bir zaman vardır ki, ona ulaşmamaları mümkün değildir.(Kehf/54-58)

ara.jpg (366 bytes)

ZÂLİME YARDIMCI OLAN

Zâlime yardımcı olan, zulmüne ortak olur!.

Zâlime yardımcı olmak, kişinin "Allah"tan perdelenmesi için yeterli olan günahtır!.

ara.jpg (366 bytes)

 

ALLAH,

ZÂLİMLER TOPLULUĞUNA "HAKİKAT"İ YAŞATMAZ!

Anlamadılar mı ki Allah, kullarından tövbeyi kabul eden ve sadakaları alan "HÛ"dur! "HÛ" Tevvab, Rahîm Allah'tır!

De ki: "Çalışın! Allah, Rasûlü ve iman edenler sizin yaptıklarınızı görecek... Siz algılanmayan ve algılananın (gayb ve şehâdetin) Âlim'ine döndürülmenin sonuçlarını yaşayacaksınız! (O) size yaptıklarınızın anlamını bildirecektir."

(Savaş için sefere çıkmayan) diğer bir kısım da Allah hükmüne bırakılmışlardır... Ya onlara azap yaşatır ya da tövbe nasip eder... Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

Bir de iman edenlere zarar vermek, küfür, iman edenler arasında ayrılık çıkarmak ve daha önce Allah'a ve Rasûlüne savaş açmış kimseyi gözetmek için mescit açmış olanlar var... "İyilikten başka bir amacımız yoktu" diye yemin ederler... Allah şahitlik eder ki, onlar kesinlikle yalancılardır.

O mescidin (mescid-i dırar'ın) içinde asla namaza durma! Tâ ilk gününden temeli takva üzere tesis edilmiş mescid, içinde kıyam etmene elbette daha lâyıktır... Orada arınmışlığı seven rical vardır... Allah arınanları sever.

Binasını Allah'tan bir takva ve rıdvan üzere kuran kimse mi hayırlıdır yoksa binasını yıkılmaya yüz tutmuş uçurumun kenarı üzere kurup da onunla Cehennem ateşinin içine yuvarlanan kimse mi? Allah zâlimler topluluğuna (şirk, küfür ve nifak ehline) hakikati yaşatmaz!

Onların kurdukları mescidleri; kalpleri parçalanmadıkça, içlerinde bir kuşku olarak devam edecektir... Allah Alîm'dir, Hakîm'dir. (Tevbe104-110)

yazdir

 Tüm Kavramlar Programı

 

Yayınlarımızın Telif Hakkı Yoktur. Sitemizdeki tüm bilgiler, Hz. MUHAMMED'in (aleyhisselâm) bildirip açıkladığı "ALLAH" ismiyle işaret edilenin hakikatinin ne olduğunun öğrenilmesi ve "DİN" denilen yaşam sisteminin bu vizyonla değerlendirilebilmesi için, tüm insanlarla karşılıksız paylaşılmak üzere hazırlanmıştır. Tüm yayınlarımızı ücretsiz okur; dinler, bilgisayarınıza indirebilir, çoğaltabilir; YAZAR ve KAYNAK BELİRTMEK ŞARTIYLA her yoldan bütün çevrenizle paylaşabilirsiniz. Allah ilmine karşılık alınmaz. Prensibimiz maddî ya da manevî karşılıksız paylaşımdır.

www.allahvesistemi.org